4 Eylül 2010 Cumartesi

Vikingur Maçına Dair


Gündemdeki transferlerle Beşiktaş bu sene Avrupa’da da büyük işler yapar. Kıchıkırık Fulham final oynuyorsa ben de istiyorum bu finalden. Taraftar hazır, yıldızlar hazır, camianın havası da buna uygun.

Neyse efendim daha fazla gaza gelmeden, naçizane analize başlayayım.

Bir kere bu maç ölçü değil. Yapılandan ziyade yapılmak istenen önemli.

Beşiktaş’ın sahaya dizilişi 4 savunma, önlerinde 1 savunma mentaliteli orta saha, 2 merkez orta saha 2 kanat forvet ve 1 forvet şeklinde oldu.

Savunma son 2 seneye oranla orta sahaya daha yakın oynuyor. Bu durum bu maça özgü değil, Schuster savunmayı önde kuracağını söylemişti. Eğer savunmayı önde kuruyorsanız ve stoperleriniz hızlı değilse, arkaya atılan toplar sıkıntıya sebebiyet verir ki dün rakip bu şekilde 2 pozisyon buldu, dikkat!

Burada beklere ve Ernst’te çok iş düşüyor. Ernst, rakip orta saha oyuncusunun hücum oyuncusuna göndereceği pas öncesi arada parazit yapmalı. İşi de zor artık tek başına oyunuyor. Eğer Ernst bu konuda geç kalırsa, bu sefer beklere iş düşüyor, çabuk geri dönmek zorundalar ve ters kademeye girmeye kendilerini alıştırmaları lazım.

Orta saha merkezdeki iki oyuncunun biri, geride kalan bir anlayış içerisinde, ileriye topu taşıyacak, takımı gol pozisyonuna sokacak oyunculara pas atmakla görevliydi. Bu görevi Arjantinli yaptı, iyi de yaptı. Diğeri ise kanattaki 2’linin boşalttığı yerlere giren ve rakip savunmayı driblingle, ara paslarıyla zorlayan, sürekli ısıran Iniesta tipinde oynayan Tabata idi.


Delgado’nun yerinde Guti görev yapacak, Necip’in de bu görev için düşünüldüğü değişiklik sonrası görüldü. Tabata’yı ise çok beğendim. Maç içinde 11 km civarı koşan bir oyuncu için tam görev yerini buldu diyebiliriz. Kimsenin beklemediği anda çektiği isabetli şutlar ise bonusu.

Kanat ikili için söylenecek fazla birşey yok. “Ölüsü bu” denir ya. Bu ikili form tutunca Beşiktaş’ın gol sayısında bariz bir yükselme olacağı açık. Quaresma oynadığı futbolla eli belinde bekleyen yıldız oyuncu olmayacağının görüntüsünü verdi. Q7 bu sene çok penaltı alır. “Çok”tan kastım Beşiktaşlı için 3 ya da 4’tür. Nihat için ise yorumum geçen sezondan beri aynı. O’ndan “bu sezon” çok şeyler bekliyorum, çünkü “bu sezon” hazırlık kampına katılabildi.

Dün şunu gördüm ki Sarı Melek’in futbol felsefesi Beşiktaş’a şimdiden yerleşmeye başlamış. Ve bu felsefe içerisinde bu sezon Nobre’nin bile takıma katkısının olacağı açık. Çünkü Beşiktaş’ın futbolu rakibin yarı sahasında oynamak üzerine kurulu ve bu düzende ileride basan, top kazanan bir oyuncu iş yapar. Nobre oyuna girdikten sonra Beşiktaş rakip ceza sahasına daha bir yığıldı. Bobo yerine Nobre ilk 11 çıkarsa kimse şaşırmasın.

Rakip 3 ay önce lige başlamış formda bir ekipti ve Beşiktaş için önemli bir “hazırlık” maçıydı.

Dün beni en çok memnun eden Beşiktaş’ın henüz hazır olmaması, “geliyorum” demesi ve ağzımıza bir parmak çalınan futbol felsefesiydi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...