11 Ekim 2011 Salı

Carles Puyol Röportajı, Bölüm 1

Röportajın orjinali burdaBaşlığı ise “ABİ LEVANTALA TU” meali “ABİ, KUPAYI SEN KALDIRACAKSIN” Garip bir başlık gibi gelmemesi için ilk kelimedeki “A” harfini kısa okuyun, “aa” şeklinde değil.

Özellikle Messi ile ilgili açıklamaları bana ilginç geldi. “Messi mi Ronaldo mu” aklı başında her futbolsever için soru olmaktan dahi çıktı zaten. “Messi mi Maradona mı” sorusuna (bence) üstü kapalı yanıt veriyor Barselona Kaptan'ı.

*******

-Abidal’in ŞL kupasını kaptanlık pazubandı kolundayken kaldırması Barselona tarihine geçti. Bunu nasıl ve ne zaman planladın?

CP: Takdir edilesi bir andı, ama en önemlisi hakedilmiş bir takdirdi. Yine yapardım. Finalden 2 hafta önce böyle bir fikir oluştu kafamda, ancak Wembley’deki final gününe kadar kararımı vermemiştim. Önce bandı Xavi’ye verdim, kupayı kaldırması için. Fakat Xavi reddetti ve “sen kaldırmalısın” dedi bana. Sonra ben 2 hafta önce yapmak istediğim şeyi hatırladım.

-Abidal ne yaptı?

CP: Ben Abidal’e döndüm “Abi, kupayı sen kaldıracaksın” dedim. “Emin misin” diye sordu. “Tabii ki, git kaldır” dedim ve pazubandını koluna geçirdim.
-Xavi’den bahsetmişken; takımın kötü bir çizgide ilerlediği zamanları hatırlıyor musunuz? Hisleriniz neydi o zaman?

CP: Evet, bazen Xavi ile konuşuyoruz. 5 uzun (zor) yıl geçirdik ve şimdiki muhteşem anların tadını çıkarıyoruz. Futbol bize 2 farklı yüzünü de gösterdi.

-Bu sezona odaklanırsak, ne hissediyorsun (sakatlığın düzeldi mi)?

CP: Harika hissediyorum! Açığımı kapatıyorum ama en önemlisi, bir sonraki maç için kendimi iyi hissediyorum.

-Şu anda Mascherano savunmada görev yapıyor ve gayet iyi bir iş çıkarıyor. Bu da, bazen yedek kalacağın anlamına geliyor...

CP: (Konuşmayı keserek) Burada yedek oyuncu, ilk 11 oyuncusu diye bir kavram yok. Her an (herşey için) hazır olmalıyız. Mascherano muhteşem bir oyun çıkarıyor. ŞL Finalinde oynamayı hakediyor ve şu an formunun zirvesinde.

-Fakat bu 3-4-3 formasyonu, en iyi savunma çiftini, yani seninle beraber Pique’yi de dışarıda bırakıyor.

CP: İkimiz de sakattık ve diğerlerinin şans bulacağını biliyordum. Ayrıca 3-4-3 iyi bir sistem, iyi işliyor. Sorun yok.

-Bu yılki takım, geçen yılkinden iyi mi?

CP:Gerçekten iyi oyuncular kadroya dahil oldu. Bu sezon takımda daha fazla kalite var ve bu da rekabeti körüklüyor, ama 2 sezonu kıyaslayamayız. Bekleyip, görmeliyiz. Geçtiğimiz sezon önemli başarılar elde ettik. Bu sezon önümüzde yeni hedefler var.

-Peki Real Madrid’in geçen sezondan daha iyi durumda olduğunu düşüüyor musun?

CP: Bu sezon birbirlerini biraz daha iyi tanıyorlar. Bir yıldır birbirleriyle oynamaya alıştılar ve bence şu an Avrupa’nın en iyi takımlarından biriler.

-Mourinho’yu biliyorsun. Tito Vilanova’ya bunu (gözüne parmağını sokmasını) yapmasını nasıl açıklıyorsun?

CP: Oyun ne kadar gergin olursa olsun, böyle bir davranışın izahati yok! Ancak her halükarda bunu unutmamız, takıma ve performansımıza konsantre olmamız bizim için daha iyi.

-Hakemlerin Messi’ye ceza sahası içinde yapılan faullere penaltı çalması için daha ne gerekiyor? (!)

CP: Açıkçası bilemiyorum, ancak kendini hiç atmayan (hakemi kandırmayan) bir oyuncu varsa o da Messi’dir. Hakemlerin de işi zor. Sahada oyuncular da biraz yardımcı olmak zorunda.
-Messi için (daha) ne söylenebilir?

CP: Tarihin en iyi oyuncusu. Ondan daha iyisini hatırlamıyorum ya da tahayyül edemiyorum. Düşüncelerim tarafsız değil, farkındayım. Futbol tarihine baktığımızda çok iyi oyuncuların olduğunu görüyoruz. Ancak ben izlemedim. Kimse Messi ile kıyaslanamaz, O başka bir gezegenden.

-Ama sen aynı cümleleri eski takım arkadaşların Ronaldinho, Rivaldo ve Eto’o için de kurmuştun...

CP: Leo herşeyi çok kolay yapıyor... ve kişiliği, kazanma arzusu O’nun en iyi özelliği. Her zaman topu istiyor (sorumluluktan kaçmıyor), hırslı ve kazanan bir oyuncu O.

-Seni en çok etkileyen özelliği?

CP: Alçak gönüllüğü elbette. Sıradan bir adam aslında, hatta utangaç. Ama (sahaya çıktığında) bunun üstesinden geliyor. Futbola aşık. Kim olduğu ve neleri temsil ettiği, O’nu farklı davranışlara sevk edebilirdi, ama O sadece kendisi oluyor. Bu da O’nu (daha) büyük yapıyor.


Röportajın 2. bölümü burada






Yakup Sabri İNANKUR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...