7 Eylül 2011 Çarşamba

Penaltı Kaçırmak Da Sanattır

Penaltı atmak bir sanattır. Topun başına takımın sanatçıları geçtiğinde kendimizi güvende hissetmemiz bu yüzden mantıklı bir refleks. Kaçtığında yaşanan önce şaşkınlık, ardından inanmama ve sonunda yıkılma üzerimize sinen futbol laneti. Kendini tekrar etmekte hiç bir sakınca görmeyen futbol tarihi, Platini’ye, Baggio’ya, Seedorf’a, Asamoah’a biçtiği altın tacı bu kez bizim çocuklara layık gördü. Canları sağolsun. Baggioizm “Penaltıyı ancak onu atacak kadar cesur olanlar kaçırır” der. Nietzsche okuyan Cenk Gönen “unutan iyileşir” der. Tüm “haaakem” diyen futbolcular “önümüzdeki maçlara bakacağız” der. Bir sonraki penaltımızda Arda ya da Burak’ı beyaz noktaya eğilirken görmek isterim.


Bir işi yapamamakla, becerememek arasında sevimli yanlışlar bulabiliriz. Teselli bahaneleri de bulabiliriz. Fakat bir işi yapamamakla -hatta becerememekle- bir de üzerine artistik patinajcı zerafeti eklemeyi “deneyerek” rezil olmak arasında ciddi bir zeka farkı bulurum ben. Neyi, nasıl yapamayacağını bilmek de bir erdemdir.



Al Ahly-Kima Aswan maçında kaçan penaltı bu anlamda tarihe geçer. Kaçan dediğim lafın gelişi. Doğru tanımı size bırakıyorum. Zira Emir’in durumuna bakınca, penaltı kaçırmanın da bir sanat olduğunu anlıyoruz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...