29 Ağustos 2011 Pazartesi

Düşler Tiyatrosu'nda Figüranlık

Çok fazla konuşacak bir durum yok. Hele analizlerin, taktiksel ayrıntıların zamanı ve manası da yok.

Rooney kariyerinin önce 150. golünü attı. Maçı 152 golle tamamladı.

Arsenal 115 yıl sonra ilk kez 8 gol yedi.

Asıl konuşmamız gerekenler maçtan sonra olanlar

Herhangi bir zamanda, herhangi bir yerde, herhangi bir futbol maçında, tuttuğunuz, oynadığınız, yönettiğiniz bir takım 6 da yiyebilir, 7 de, 8 de...

Bunlar futbolun içinde vardır.

Boşuna demiyoruz “futbol hayattır” diye

Bazı insanlar görürsünüz, hayat sert bir sol kroşe çıkardığında tutunacak “keşkeler” arar. Halbuki keşkeler; kuru dallardır, çürük iplerdir, plasebodur. Onlar tutunduklarını sanırlar, oysa sadece tutmuşlardır. Geçmişin uyuşturduğu vücut dibe çarptığında, kendine gelmek yerine poposunun üstüne oturup hayatın boş olduğuna kanaat getirirler. Yeniden ringe çıkmaya korkar, savaşmaya yerinirler. Kaçmanın adını inziva koyar, yalancı bir bilgelik hali yaratırlar kendilerine. Asıl “kaybeden” bunlardır.

Hayat dopdoludur. Yaşamasını, tadını almasını, aldığı nefesin kıymetini bilene canlıdır. Asıl bilge de bunu bilendir. Hayatın acısı da tatlıdır bu bilene, yenilgisi de...

Bütün dünya sahnedir ve bütün erkek ve kadınlar yalnızca oyuncudur. Düşler Tiyatrosu’nda sahnelediğiniz 90 dakikalık figüranlık da hayatın / futbolun içindedir.

Karakter, kişilik, yani asıl güç de böyle anların ardından ortaya çıkar. Sırtı yerde olan için yeniden ayağa kalkma ve burdayım diyebilme gücü. Galip taraf için zayıfı ezmeme iradesi...

İşte bu yüzden, hatta bu yüzlerden, Arsenal Taraftarı maç bittikten sonra oyuncularını “booo”lamamış, sahaya atlamamış, hocaya uçmamış, tesislere gidip futbolculara “ar yu playır” şeklinde şahane sorular sormamıştır.

Yarım saat daha o tribünlerde kalmış, dosta düşmana orada oldularını göstermiş, takıma destek vermiş tezahürat yapmıştır. Elbette kızdılar, öfkelendiler, hatta nefret ettiler. Ancak aile içindekini bir küfür / kıyamet aşuresiyle tüm mahalleye dağıtmak, camı çerçeveyi indirmek yerine, camları kapattılar kendi içlerinde sorunu çözmeye çalışıyorlar. Çerçeveleri hala sapasağlam.

Bir de maçın Ivan Drago tarafı var. Eski şampiyonu en zayıf haliyle görünce evirdi dövdü, çevirdi dövdü tabii. Filmdeki Drago’dan, ünlü özdeyişi “if he diea, he diea” anından itibaren nefret edip eğri dudaklı Stallone ifadesiyle iğrenirken, dün akşam “Sir” Drago’ya, özlü deyişlerinden dolayı –bir kez daha- saygıyla baktık.

Ferguson dedi ki; “Arsene Wenger’in Arsenal için yaptığı iyi şeyler ve sahip olduğu bir filozofi var. Arsenal’e çok iyi oyuncular kazandırdı. Arsenal’i sadece sahada değil, finansal anlamda da iyi idare etti. İnsanlar bunları unutuyorlar. Şimdilerde bir kaç maç kaybettiğin zaman hemen seni yargılıyorlar.”

Boşverin taktiksel yorumları, dizilişi, istatistiki verileri

Hatta futbol bilgisini de boşverin.

Futbolu izleyen, futboldan keyif alan, illâ ki futbolu bilmek zorunda değil. 70 milyon teknik direktörün olduğu bir coğrafyada, futbolu “bilen” daha fazla insana da gerek yok. Futbolun ruhuna dokunsun yeter! Yere düştüğünde ayağa kalmayı veya yere düşeni ayağı kaldırmayı isteyen güçlü bir ruh bu. Öz felsefesi mücadeleye devam etmek şeriatında. Yine dene, daha iyi yenil, ama dene. Alabildiğine erdemli, canlı, hayat dolu bir ruh.

Dün Erman Toroğlu’nun çağırdığı futbol ruhu bu nedenle ses vermedi. Yere düşene bir tekme daha atılan ya da düşene elini uzatanı aşağı çeken boş bir bedene girmek istemezdi. Üstelik taaa Britanya’dan onca yolu katilerini kucaklamak için mi gelecekti?

Kişisel tercihiniz karma ya da ilahi adalet ya da kuantum benzeşmesi ya da tesadüf olabilir. Hangisi size daha şık geliyorsa öyle çağırın. Dünkü maçtan sonra o basın toplantısında olmak isterdim. Arsene Wenger’e soracağım 1 soru vardı: “Liverpool-Beşiktaş maçından sonra böyle zayıf takımların Şampiyonlar Ligi’nde işi yok demiştiniz, kendinizi Premier League için yeterli görüyor musunuz?”

Neyse geçmiş olsun. Her büyük takımın başına gelir bu.

Yakup Sabri İNANKUR

NOT: Kişisel tercihiniz Ramazan ya da Şeker ya da Zafer veyahut da sadece Salı günü olabilir. Ne / Nasıl hissediyorsanız o kutlu ve mutlu olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...