11 Mart 2012 Pazar

Sahadaki 3. Takım



İngiltere’nin son büyük golcüsü Alan Shearer 2008’de Arsenal dolu dizgin ve lider giderken ; ”O kadar güzel futbol oynuyorlar ki, şampiyon olmaları mümkün değil” demişti. Ligin sonunda haklı çıkmıştı. Hoşumuza gitmese de “1 maçı 6-0 kazanacağıma 6 maçı 1-0 kazanırım” diyen Capello ve takipçileri çoğunlukla konfetilerin altında kupa kaldıran o güzel tabloların ressamlarıdır.

Anlaşılan o ki; Fuat Çapa da oyunu “kuralına” göre oynamaya karar vermiş. Temel amacı topa sahip olmak ve yediğine bakmadan atabileceği kadar gol atmak olan joga bonitocu takımına “vur, kır parçala bu maçı kazandırma” talimatı vermiş. Gençlerbirliği 16 faulle bu sezon en çok faul yaptığı maçlardan birini çıkardı. Şüphesiz bu kendini inkâr futbolunun psikolojik nedenleri Fenerbahçe’ye dayanıyor. Geçtiğimiz hafta aldığı ağır mağlubiyetten sonra Çapa (kaleci dahil) 5 farklı oyuncuyla TT Arena’daydı. Hepsi de savunma yönüyle öne çıkan bu oyuncular ilk yarının sıkıcı ve tek düze geçmesinde en önemli rolü başarıyla oynadılar.

Bizler gibi Fatih Terim de Gençlerbirliği’nin bu tarz oynayacağını hesaba katmamıştı. Önümüzdeki hafta Kadıköy’de bu kez şok presin ters tepki verebileceğini düşünerek kontollü bir oyunun ve mümkün olduğunca topa sahip olmanın minik bir provasını denediler. Hatta son haftaların başarılı ismi Emre Çolak yerine Riera’ya forma vererek O’nu da formaya (ve derbiye elbette) ısındırmak niyetindeydi tecrübeli hoca.

Kısaca TT Arena’da sahaya çıkan 2 takım düşüncelerinde Fenerbahçe’yi de getirmiş belli ki. Sahada olan bu 3. takımın oynanacak futbolun kalitesine hükmedeceği de açıktı.

Koca bir 45 dakikadan sonra iş, Türk Futbolu’nun son 15 yıldaki skora en etken bölümüne ve konseptine kalmıştı. Fatih Terim’in devre arası konuşması / taktiği / motivasyonu…

Çolak oyuna girdi, Galatasaray bildiği gibi / bildiğimiz gibi oynamaya başladı ve rakip kaleyi kapatan 11 kilidi açması 2 dakika sürdü. Elmander’in rakip savunma içinde dönerek açtığı girdaba Melo aktı.

Yıllar önce serbest vuruşlarla ilgili bir belgeselde bu işin en üstad ismi Ronald Koeman’dan şu sözleri duymuştum: “Vuruş yönünüze göre barajdaki 2. ve 3. adamın kafasının arasına doğru vurun. Falsoyu da ihmal etmeyin.” Galiba Selçuk İnan da aynı saatler de televizyon başındaydı. Bu sezon 3. (şahane) frikik golü olması dışında gol olmayan vuruşlarında da aynı mantığı görebilirsiniz.


Yakup Sabri İNANKUR

2 yorum:

  1. O kadar güzel yazılar yazıyorsunuz ki, takipçilerinizin beş para etmeyen bloglardakinden daha az olmasına ben çok üzülüyorum. (ya da "daha fazla olması mümkün değil" dediğiniz gibi.)

    ("Beş para etmez" orada biraz ağır gibi oldu yazan kişilere -çünkü yazmak başlı başına çok fazla yükümlülük&sorumluluk gerektiren bir eylemdir, gerçi onların bunları yaptığından şüpheliyim- ama olsun.)

    Hakikaten sizi ve yazılarınızı takip etmek büyük keyif, bunu bir yazınızda söylemek, özellikle şu Arsenal yazısında dile getirmek istemiştim ama bir türlü fırsat olmadı. Şimdi hazır bu fırsatı yakalamışken söyleyeyim istedim: "İyi ki yazıyorsunuz!"

    YanıtlaSil
  2. @Mr. Tambourine Man

    Beğenilerinizi o kadar güzel ifade etmişsiniz ki, üzerinden 24 saat geçmesine rağmen halen o kadar güzel bir karşılık bulamadım. Doğru tabirle; yakıştıramadım. Bazen ben de daha çok takipçi hakettiğimi düşünüyorum. En azından “neden daha fazla insan yazdıklarımı okumasın ki” diye geçiriyorum aklımdan. Sonra bir mail yahut bir yorum düşüyor “gelen kutusu”na. “Uzun zamandır takip ediyorum” ile başlayıp “keyifle okuyorum” ile devam eden...Samimi övgüler karşısında utandığımı da itiraf etmeliyim. Böyle durumlarda ne cevap vereceğimi de bilemiyorum. Teşekkür etmek çok kuru geliyor ve sanki karşıdakinin içtenlikle (tanımadığı bir insana yöneltme yüceliği gösterdiği) sevgisine ve saygısına karşılık veremediğimi düşünüyorum. Zaten farketmişsinizdir şu an da bile itinayla geveliyorum.

    İşte o an neden yazdığımı anlıyorum. Muhattabımı bulmak için! Bir şeyin değer olabilmesi için o şeye değer veren birilerinin olması lazım. O değerin de en az onu bahşeden kadar değerli olduğu aşikâr.

    Değerli yorumlarınız ve içten beğenileriniz için çok teşekkür ederim. Sevgi ve saygılarımla…

    Yakup Sabri İnankur

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...