4 Ekim 2010 Pazartesi

Duran Top, Durmayan Tekme

Geçen sezon Hugo Broos’un Trabzonsporu’nda kondisyonerlik görevini yürüten Güray Genç Hoca’yı konuk etme fırsatını kaçırmadım elbette. Hemen soruları sıralamaya başladım. Ahmet Sarı ne zaman A takıma çıkar, Cale neden hala bu takımda, Hami Mandıralı neden Şenol Güneş’in yanında değil?..v.s derken kadroda Mustafa Yumlu ismini görünce O’nu da sordum, cevap çok net geldi “1.90 boyunda hava toplarında çok etkili bir oyuncu, ağır olmasına rağmen savunmada boşlukları iyi kapatıyor . Ancak fiziksel olarak bu maça hazır olduğunu sanmıyorum 60 bilemedin 70’te ya kramp girer, ya baldırı çeker”

Olayların içini bilen biri ile maç izlemenin keyfi başka hakikaten. Trabzonspor’un asıl sorunlarını daha net göstermesini açısından da önemli bilgiler aldım. Zamanı geldikçe bunları da paylaşırım.

Maç Trabzonspor’un aşırı motive olduğunu net bir şekilde gösterdiği bir başlangıca sebep oldu. Süpermen Egemen’in uçan kramponuyla başlayan ilk 10 dakika Kadıköy’de derbi oynayan Fenerbahçe kıvamında bir Trabzonspor gösterdi.

Ancak bu sezon alıştığımız ilk 15 dakika karmaşık görünen sonra rakip sahaya yığılan Beşiktaş görüntüsü tekrar ortaya çıktı ve ilk yarı Nobre’nin saçlarını okşayan topun direkten dönmesi ile bitti.

Hakan Arıkan “standart” bir Trabzon deplasmanı ile kalede devleşirken, 70. dakikadan itibaren tempo kaybedeceğini düşündüğümüz Beşiktaş’ın, 2’si 1.90’ın üzerinde 5 Trabzonlu oyuncuyu 4’lü savunmayla tutmaya kalkınca kafa yemesi kaçınılmaz oldu. Ernst ise o saniyeleri kafasına çökenin kim olduğunu sorgulayarak geçirdi. Beşiktaş Fenerbahçe maçında da yan toptan yedi, Rapid Wien maçında ise son dakikada Hakan’ın refleksi ile kurtuldu. Hedefi Avrupa Ligi olan bir takımın yan topları bu kadar zayıf olmamalı. Ancak bunlar sadece Beşiktaş'ın değil Türk futbolunun genel sorunu. Duran toplar ve rakibi tekmeyle durduran zihniyet.

Artık Filip Holosko’ya Türk vatandaşlığı verilmesinin zamanı geldi. Gelişme gösteremediği gibi, 2 senedir standart bir Türk futbolcusu kadar düşüş yaşıyor. Holosko’ya heyecanlanmayı unuttuk. Top ayağına gelince mutlaka düz açıyla adamın üzerine gidiyor. Tabi platform PES 2010, kendisi de Rooney olmayınca rakibin “içinden geçemiyor”.

Trabzonspor lige tutunmaya devam ediyor. Camia içindeki çalkantıları atlatabilirse ilk 2’ye oynayan takım hüviyetini koruyabilir.

Milli maç arası Beşiktaş’a soluk aldıracaktır. Ancak dün gece görünen hedefi 3 kupada ilerlemek olan Beşiktaş’ın devşirme değil, kanat gibi kanat en az 1 oyuncuya daha ihtiyacı olduğudur.

Bir ufak parantez de yönetimine fay hattının bile homurdandığı hakem için değil ama eski hakem Markus Merk için açalım. Erman Toroğlu,bir röportajında Marcus Merk'in ligtv'ye transferi ile ilgili şunları söylemişti; "Benim gibi dobra adamı yollayıp, ne dediği belli olmayan, sadece ismi olan ve istediklerini dedirten bi piyon getirdiler"

Merk’in hakemliği ne kadar muhteşemse, yorumculuğu da o kadar Erman Toroğlu’nu haklı çıkarıyor.


1 yorum:

  1. Merk den baslayayim...Hiç anlam veremedigim seyler söylüyor.Sadece BJK için degil, bir çok pozisyonda çok net yerlerde abuk subuk seyler söyleyebiliyor...Hakem berbatti. Maçin basindan ihtibaren 5 dakika bile oyunu kontrolu altina alamadi...BJK da Guti-Hilbert-Hakan haricinde pek oynayan yoktu. Böyle maçlar da olacaktir elbette...Schustere sallayanlarla ugrasamayacagim bile...Son söz PES esprisine. Cok güzel olmus beaa. Sanki PES'te Pique'yle bütün sahayi geçmeye çalisiyormusuz gibi oluyorum :)))

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...