16 Eylül 2013 Pazartesi

Bir Bilen

Futbol basit oyundur ama çocuk oyuncağı değil. Başkanlar futboldan anlamaz. Kramponundan çamur temizlemiş bir başkan var mıdır acaba? Kulübün zimmetlediği tek formayı her antremandan sonra yıkayıp ertesi gün ıslak formayla antremana çıkmışlar mı hiç? Toprak sahada ciğerlerine toz, gözlerine kum dolarken özenle sivriltilmiş krampon çivileri arasında yoksulluğa çalım atmayı denemişler mi?

Başkanlar iş yapmaktan anlarlar. Adı üstünde iş adamlarıdır onlar. Her işi bilemezler elbette ancak o işi kotaracak doğru adamı bilirler. Futbolun içinden gelen başkanların nesli tükeneli çok oluyor ve artık başkanlar kulüpleri oyuncak yerine koymaktan vazgeçmeli. İşte Fikret Orman! Sadece 3 ay once bir bileni görevlendirdi ve ilk kez bir hafta sonu “adamların Hull City-Cardiff maçı bizim tüm derbilere 5 basar” demedim. Hatta hafta sonu Avrupa’da en iyi futbolu oyanayan takımın Beşiktaş olduğunu söyleyebilirim. 

Dün akşam 1 oyuncu, 6 oyuncunun içinden geçti. Taş ile suyun savaşını yine su kazandı. Önüne devrilen kayaların arasından kıvrıla kıvrıla, süzüle süzüle akıp gitti Fernandes. Biliç ona sonsuz bir özgürlük vermiş, ödemeyi ter olarak istiyor. 116.7 kilometre koşarak rekor kıran Beşiktaş’ın en çok koşan adamı oldu.

Dün akşam 1 stoper ilk golü attı. Diğer stopere ikinci golün asistini yaptı. Diğer stoper bu sezon ikinci golünü attı... Escude bize bazı oyuncuların kazma değil, hocaların onları kullanma biçiminin kazmaca olabileceğini “dömi volenin gergin filede çıkardığı ses” isimli çalışmasıyla anlattı.

Dün akşam 1 kenar forvet 11643 metre koştu. Maçtan sonra röportajında “bugün çok koşmadım aslında” dedi. Takımın en çok koşanından hepitopu yarım Olcay deparı az attı (1 Olcay deparı 90 metre.)

Dün akşam 1 takım gördük. 75. dakikada sağ korner bayrağında Motta-Olcay-Necip top kapma mücadelesindeydi. 79. dakikada sol beke 4 Beşiktaşlı pres yapıyordu. 82. dakikada Olcay ceza sahasında ayağının acısıyla başbaşayken, Fernandes savunmada ondan kalan boşluğu deparıyla onurlandırıyordu. Bütün bunlar olurken skor 0-3 idi.

Liglerin 2. yarıları makbuldür. Devre arasını iyi geçiren takımlar, sezon başı fırtınalar estiren takımları çok kez sollamıştır. Sakatlıklar artar, adaleler kaldıramayabilir coşkun tempoları. O zaman da kulübedekiler taşır takımı. Bir hikaye yazılacaksa mutlaka içinde Necip, Muhammet, Ömer, Kerim, Cenk, Pedro, İsmail olmalı. Olacaktır da. Verdiği sosyalist takım sözünü tuttuğu sürece Beşiktaş’ın tanrı parçacıklığı konusunda uzman teknik kadrosunun tek rakip ve düşmanı endüstriyel futbol imparatorluğu olur.

Yakup Sabri İNANKUR

3 yorum:

  1. Abicim özellikle senden rica ediyorum yazı aralıklarını uzun tutma beşiktaşın bütün resmi müsabakalarından sonra mutlaka bir maç yazın olsun yazılarını keyifle okuyorum sağlıcakla kal

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sezon başında çıkarım yapmayı doğru bulmuyorum. Eli yüzü düzgün mü, kaşı gözü oynuyor mu anlayabilmem için takımın oturmasını beklerim. Takım da oturdu hani! Maaşallah oğlumuz çok yakışıklı! Kızımız şampiyonluğun da gönlü varsa Sivas’ta nişan, İstanbul’da düğün yaparız. Hikayesini elimden geldiğince yazmaya gayret göstereceğim. Zamanın için teşekkürler.

      Sil
  2. Abi yazilarini simdi okuyabiliyorum anca. Mükemmel bir yazi gönülden tebrik ederim. Ama keske o Besiktas'i bu kadar sisirmeseydik de en azindan bir-iki kere daha su futbolu izleyebilseydik :)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...