22 Aralık 2011 Perşembe

Yeni Bir Hakan Şükür Yok


Hafta içi Abdullah Avcı Türk futbolunda forvet sıkıntısı yaşandığı ve Hakan Şükür seviyesinde bir oyuncumuz olmadığı ile ilgili bir eleştiriyi güzel bir ifadeyle yorumladı: “Yeni bir Hakan Şükür bulmak kolay değil. O’nun tipinde olmasa da O’na yakın performans sergileyecek çok genç oyuncularımız var. Onlar üzerinde çalışacağız”

Bu yanıtı çok sevdim. Avcı bu konuda yakınabilir, Ulusal Takımın en büyük sorununun bu olduğundan dem vurabilirdi. Bunun yerine elindeki “başka tipte” genç oyuncuları kullanacağını vurguladı.

Son 5-6 yıldır olduğu gibi bu sezona da 2000 ruhunu çağırarak başlayan Galatasaray’da da Fatih Terim ile birlikte ilk akla gelen Hagi ve Hakan Şükür’dü bittabi. Terim kendinde başlattığı değişimi 2000vari takım kurarken de devam ettirdi. 10 numara; Hagi’nin zıddı Melo oldu, 9 numara ise Elmander.

İsveçli oyuncu bir Hakan Şükür değil. Öyle olmak iddiası da yok zaten. O’nun misyonu daha farklı. Orta saha ile Engin/Riera/Baroş arasındaki kıraç alanı futboluyla, enerjisiyle sulayarak bereketli kılmak peşinde. Muslera’nın güdümlü toplarını indiriyor, sırtı dönük alıyor, yüzü dönük veriyor, şut atıyor, dribling yapıyor. 2012 model Galatasaray’ın neye ihtiyacı varsa onu yapıyor. Pozisyon bilgisi o kadar iyi ki, şöyle bir sahne kazıdı aklıma: 67. dakikada Emre Çolak soldan orta yapmak üzereydi içeride 4 Manisalı 1 adet de Elmander vardı. Top İsveçli’ye gelebilse kesin goldü. 20 metrelik bir hat üzerinde (alan paylaşımını doğru yapabilmiş) 4 oyuncu arasında bomboş kalabilmişti Elmander.
Manisaspor’un Mourinho tarzı hıza dayalı futbolu joshua Simpson ve Isaac Promise’in formsuzluğuyla fren yapmaya devam ediyor. Yiğit’in kırmızı kartıyla motoru da kapattılar. Yine de dün Manisaspor 9 kez bu hızlı hücumlarını sergileme fırsatı buldu ancak 5 kez Melo’ya takıldı. Melo bu 5 “takma”nın 4’ünü Engin’in, Riera’nın ve Elmander’in koşu yoluna pasladı. Yani başka bir deyişle kabaca her 2 Manisaspor atağından biri, Galatasaray atağı olarak geri döndü TT Arena’da.

Melo’dan sonra Galatasaray’ın en isabetli pas oranına sahip oyuncusunun Fernado Muslera olması Galatasaray (ve Türk futbolu) adına başka bir yenilik. Uruguaylı kalecinin 13 pasının 11’i, takım arkadaşlarının göğsünde ve ayağında yumuşamış. Bunlardan 4’ü 40 metrenin üzerinde bir mesafeyi aşmış. Cordoba’dan sonra bu denli oyunun içinde olan bir kaleci görmemiştik 783.562 kilometre karelik topraklarda. Bu yüzden bu kadar geniş bir alanda hala Hakan Şükür arıyor/bulamıyor olmamız da normal. Altyapılardan bir Bienvenu, bir Edu, bir Henrique dahi yetiştiremediğimiz düşünülürse yeni bir Hakan Şükür için (bu mentaliteyle) bir 50 yıl daha beklememiz lazım.

Yakup Sabri İNANKUR



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...