9 Aralık 2011 Cuma

Çikolata ve Vanilya


2 ay önce taraftar forumlarında, berber koltuklarında, okul sıralarında, iş servislerinde hoca olmadığı hükmüyle çoktan idam fermanı yazılan Carlos Carvalhal son 1 ayda Beşiktaş’a özlenen pozitif bir yapı kazandırdı.

Tabii ki bu yapı son 1 ayda oluşmadı.

İlk etapta diz hizasına yapılan ve futbol edebiyatımıza “Beşiktaş ortası” adıyla pelesenk olmaya başlayan saçmalığın yerine, duran topların efendisi olan bir takım geldi.

Ardından savunmayı oturttu Carlos Hoca. Mersin İdman Yurdu maçıyla birlikte sağdan sola; Hilbert, Sivok, Egemen ve İsmail 4’lüsü 90 dakikalık randevulara birlikte gitmeye başladılar. Hilbert-Sivok top çalma, Egemen-İsmail top yapma istatistikleriyle her maç konu oldu bu satırlara.   

Sivasspor maçında Veli-Ernst-Necip tempo üçgeniyle tanıştık. Kopuk ileri uçla, sağlam geri dörtlü arasındaki 60 metrelik mesafede bal yapmaya çalışıyorlardı.

Geçen hafta Orduspor maçında hücum 3’lüsünü sık sık ya ceza yayıyla orta yuvarlak arasında pres yaparken ya da o pres sonucu kapılan topla eveleyip gevelemeden rakip kaleye akarken gördük.

Dün geceye böyle geldik.

Manisaspor bugüne kadar kendi evinde oynadığı maçlarda sadece 4 gol yemişti, 1 maçta 4 gol yemesi olağandışıydı.

Ayak dışını artık “olağan” karşıladığımız Quaresma, ayak içini ayak dışı gibi kullanınca anlamıştık olağanın dışında işler olacağını.

Savaşıyla siyah Rıza izliyormuşuz hissi veren Fernandes’in yanına beyaz Amokachi tadında bir gol yapan Pektemek ise aslında Beşiktaş’ın ne demek olduğunu anlattı hepimize.

Efsane dizi Seinfeld’de (tam sözlerini hatırlamıyorum) şöyle bir replik vardı: “İşte Elaine, görüyor musun? Siyah-beyaz kurabiyeyi sevmemizin sebebi, her bir ısırıkta biraz beyazdan, biraz siyahtan bir tad almak. Hiçbir karışım çikolata ile vanilyadan güzel değildir.”

İtalyan gibi kapanırken Alman gibi hücum edebilen Portekiz usülü bir takım izlemeye başladık. Topluca kapanan, hızlı çıkan ve hücum 3’lüsünün mızrak başı gibi kapanarak rakip savunmanın kalbine gol saplamayı düşündüğü keyifli bir karışımın tadını hissediyoruz ruhumuzda.

Şef Carvalhal’a tebriklerimizi ve naçizane teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Hiçbir karışımın çikolata ve vanilyadan güzel olmadığını yeniden hatırlattığı için...

Yakup Sabri İNANKUR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...