13 Ocak 2011 Perşembe

1980'lerin Beşiktaş'ı

Kalbimizi açtığımız yıllar; Fırtınalar’ın Sarı olduğu, Atom Karınca’nın çizgi film kahramanı olmadığı, Şifo’nun Belçika’nın efsane 10 numarası anlamına gelmediği ve 1, 2, 3 golün yetmediği zamanlardı.

Yenilmezlik nişanını 9 kişi kaldığı Galatasaray maçına kadar 48 hafta taşıyan Beşiktaş’ın yıllarıydı.

Yanılmıyorsam Tercüman gazetesinde çıkan bir haberde eğer maçlar 80. dakikada oynansaydı Beşiktaş’ın 4. olacağı yazıyordu. Zira Beşiktaş, kapansa da tekmelese de rakiplerini presle, hücumla boğuyor, son dakikaya kadar ısırıyor, maçı mutlaka kopartıyordu. Maçlar 90 dakika olunca averaja kalmayan her sezon sahaya Kapkara Beşiktaş kartalı indiriliyordu, Benfica kartalı henüz piyasada yokken...

Altın Takımla, 2010’ların Beşiktaş’ını kıyaslamak için henüz çok erken. Dün akşam Manisa’da o tadı hissettim sadece. Doyurmadı ama hatırlattı! Açlığı o kadar çok başımı ağrıtmış olacak ki, teknik, taktik analizi falan bir kenara bıraktım, sayıları sonraki yazıya sakladım, Quaresma ile Metin’i, Sivok ile Gökhan’ı, Guti ile Mehmet’i hatırladım. Beyaz Ferdinand Almeida’nın takıma alıştığında neler yapabileceği düşündüm. Mrkela’yı gördüm, formasında Simao yazıyordu.

Bu kadroya Atom Karınca Ernst’i ekledim.

Son olarak; bir Adana Demirspor maçının son 15 dakikasında oyuna giren genç yetenek Sergen Yalçın’ı hatırladım. Ligde Adana Demirspor yok ama kadroda Muhammed Demirci var!

Ligi 5. de bitirebilir, şampiyon da olabilir. Dublin sokaklarında bizlere şarkılar da söyletebilir, Kiev’de buz da tutabilir. Netice kısmı olasılık hesaplarıyla matematikçilerin uğraşı olsun, Beşiktaş’ın haticesi, “ben futbolseverim” diyen herkes tarafından takip edilmeli. Son yılların en pozitif, en zengin, en şık ve en önümüzdeki yılları domine edebilecek takımını izliyoruz.

İyi seyirler

Tekme Yerine Futbol

Futbol erkek oyunudur ama tekme atmak, meslektaşının ekmeğine kastetmek erkeklik değildir! Beşiktaş’ı yenmenin yolu ise tekmeden ziyade, oyunu Beşiktaş’ın sahasına yıkmayla, savunmadaki boşlukları katetmeyle, yani futbol oynamayla daha mümkün oluyor. Dün Manisa takımı yakaladığı pozisyonları ve attığı golleri futbol oynayarak başardı. Yiğit Gökoğlan’ın orta sahadaki dinamizmi ve akıllı oyunu, sürekli kanatlardan Beşiktaş savunmasının arkasına sarkması ve en önemlisi Joshua Simpson’ın futbol zekası Barcelona taklidi yapan Beşiktaş’a karşı Inter olmaya çalışmaktı. Bunu da zaman zaman iyi başardılar, Hikmet Karaman ve Manisa birlikteliği istikrara bağlarsa, Anadolu’nun bir sonraki sürpriz şampiyonu Vestelsiz Manisa olabilir.

http://www.macadogru.com/news.php?news_id=5270


2 yorum:

  1. Dün akşam maçı izlerken sanki bir sürü misketim olmuştu.Ne güzel dökmüşsün satırlara.

    YanıtlaSil
  2. Nobre'nin yerine Feyyaz olsa tam olacak.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...