Milli Takım seçmelerindeki adaletsizliğe daha önce değinmiştik. Bu sadece bugüne özgü bir konu olmayıp, uzun zamandır tartışılması gereken bir konudur.
Milli Takım artık “Milli” olmalıdır. Aksi takdirde Türk Futbolu kaybetmektedir. Emre Belözoğlu, Gökhan Gönül, Semih Şentürk ve Arda Turan dışında kendi deyimleriyle “iki büyük” ten Milli takıma girmeyi hakeden futbolcu yoktur. Ligimizde ittir-kaktır bir etiket sahibi yapılanların artık mecali kalmamıştır.
Milli Takım, Liverpool önüne başları dik çıkan ve sahadan da aynı şekilde ayrılan Selçuk İnan, Egemen Korkmaz, Ceyhun Gülselam, Onur Kıvrak’tır.
Son şampiyon Volkan Şen, Ozan İpek, Bekir Ozan Has, Sercan Yıldırım, Ömer Erdoğan’dır.
Genç Necip’tir, Cenk’tir, İsmail’dir. Yılların jokeri İbrahim Toraman’dır.
Beğenilmeyip, kaçırılan bugün İsviçre’nin gururu olan Eren Derdiyok, Gökhan İnler, Hakan Yakın’dır
Beğenilip bir türlü göze giremeyen Halil Altıntop, Yıldıray Baştürk, Muzzy İzzet’tir.
Gurbetçilerin halini görüp seçimlerini doyduğu yere göre ayarlayan Mesut Özil, Serdar Taşçı’dır.
Ama Milli Takım, Gökhan Zan, Servet Çetin, Hakan Balta, Selçuk Şahin, Aurelio, İbrahim Kaş, Colin Kazım değildir.
Kimin nerede oynadığı önemli değildir, zira Milli Takım 2000 UEFA-Süper Kupa Şampiyonu Galatasaray’dır, ama 2010 Galatasaray’ı ne UEFA Şampiyonu’dur ne de Galatasaray’dır. Anlatmak istediğimiz de budur.
Artık Milli Takımın değişmesi ve iki takım ekseninde dönen adaletsiz seçimlerden kurtulması gerekli. Bu fırsat bugün doğmuştur. Türk Futbolu’nun ve Milli Takımın, oyuncu arama kriterleri nerede oynadıkları değil , ne oynadıkları ile ilgili olmalıdır.
Çünkü Türk Futbolu’nun dinamikleri “herşeye rağmen” inatla değişmektedir. Bu değişime karşı gelmeye çalışanlar, değişimin altında ezileceklerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder