Son dönemde büyük kulüplerde oyuncu yetiştirmenin çok maliyetli olduğu, çıkan "ürünün" ise beklenen kalitede olma garantisinin olmadığı, hazır yetişmişinin daha ucuza bulunabileceğinden ve bu nedenle altyapının gereği olmadığından bahsediliyor. En başarılı yıllarını ise özkaynak düzeninden çıkardığı oyuncularla yaşayan Beşiktaş'ın içinde de bu seslerin yükselmeye başlaması Türk Futbolu'nun geleceği için de bir "tehlike" arzediyor. Neden tehlike sorusunu buyrun tartışalım.
Açıkçası Ajax, Barcelona, Manchester gibi örneklere girmeyeceğim.Zaten bu modellerin Beşiktaş ile hiçbir alakası olmadığından bahsedecek, gerekli bilgi, belge ve akıcı cümlelerinizle savımızı çürüteceksiniz.O nedenle başka bir noktadan Beşiktaş'ın en önemli konusunun altyapı olduğunu anlatmaya çalışacağım.
Uluslararası ekonominin en baba konularından biri "Karşılaştırmalı Üstünlükler Teorisi"dir.Konunun baba olması zorluğundan değil, günümüz ekonomik sisteminin temel taşlarından biri olmasıdır.Sıkıcı iktisadi terimlere girmeyeceğim, konu kısaca ve basitçe, temelinde şudur; varsayalım senin ülkende üretim maliyeti yüksek olan bir mal olsun, diyelim ki televizyon, üretmenin maliyeti 10 lira, başka bir ülkeden aynı kalite televiyonu satın almanın maliyeti 5 lira ise, o zaman üretme, satın al.Hem daha ucuza mal etmiş olursun, hem de televiyon üretmek için kullanılacak kaynaklar başka "şeyler"için kullanılabilir. Şimdi bu basit açıklamaya biraz daha derin bakalım.
İlk uçak fabrikasını 1920 li yıllarda Kayseri´de kurduk . Messerschmitt Motorlarını, bu fabrika yapmaya başlamıştı. 1939 yılına kadar tesislerde, lisans altında üretim yoluyla çeşitli modellerden 112 adet uçak imal edildi . 1939 yılında Türk Hava Kuvvetleri´ne devredilen hisselerini Türk Hava Kurumu´na tesislerdeki üretim, II. Dünya Savaşı sonrasında başlayan ABD yardımı nedeniyle durduruldu. 3-4 yıllık bir faaliyetten sonra Kayseri´deki fabrika kapatıldı..
1940´lı yıllarda Ankara Etimesgut´ta uçak fabrikası kuruldu, çok sayıda uçak yapıldı, 200´den fazla uçak ihraç edildi. 5-6 senelik bir faaliyetten sonra yine NATO ve ABD yardımları gerekçe gösterilerek, uçak ar-ge ve üretim çalışmalarına her iki tesiste de son verildi . Uçak fabrikasının kapatılmadan önce üzerinde çalıştığı proje, THK-16 Mehmetçik kodlu bir jet uçağıydı. (http://www.acikistihbarat.com/Haberler.asp?haber=5990)
Her iki kapatma için de sebep, A.B.D.'den uçak almanın maliyetinin daha düşük olması idi.A.B.D'nin bize "Karşılaştırmalı Üstünlüğü" vardı.Bugün ise bilmem kaç milyar dolara uçak alıyoruz A..B.D'den.Yani karşılaştırmasız, tartışmasız üstünlükleri var bize.
Dönelim futbola, Beşiktaş'a.
Ben çocukken de, bugün de Fenerbahçe bastırırdı parayı alırdı, biz özümüzden çıkarırdık.Son 25 yılı baz aldığımızda, son 10 yıldaki göreli başarısızlığımıza rağmen, hala Fenerbahçe'den öndeyiz.90'lı yıllarda Beşiktaş modelini takip ederek altyapıya önem veren Galatasaray ise bunu kaliteli yabancılarla süsleyip Avrupa'dan kupalar getirdi.
Ben çocukken Barça bastırırdı parayı alırdı, Real Madrid "genelde" özünden çıkarırdı. Kupaları Real toplar, Barça arada bir birşeyler kazanırdı.Bugün tersi oldu, sonuç da tersi olmakta.
İtalya'nın en başarılı takımı Milan ve Juventus'tur, Inter değil.İngiltere'de Manchester ve Liverpool vardır, Chelsea ve şimdilerde Man. City değil.Hollanda'nın en büyüğü Ajax'tır, PSV değil, dün Fransa'da en iyisi PSG idi, bugün O.Lyon'dur.
Kısaca "üreten" başarılı ve tartışmasız üstündür, Karşılaştırmalı Üstünlükler'in peşinden giden değil.
Eğer, Ajax , Milan, Manchester, O.Lyon örneği bize uymazsa, biz de Beşiktaş'a uyan bir örnek geliştiririz.Maliyet yüksekse düşürmenin yollarını araştırırız. Sadece 1 Necip çıkıyorsa, 5 Necip çıkarmanın sistemini kurarız. Neden 5 Necip çıkmıyor sorgularız. Torpil varsa yapanları göndeririz. Daha iyi yetenek avcıları (scout) buluruz.
Mevcut altyapı düzenimiz kötüyse, daha iyisi için kafa yoralım.
Buna mecburuz!. Üretmekten vazgeçersek evvela ruhumuzu, sonra "göreli olarak" başarılarımızı kaybederiz.
Altyapı Beşiktaş'ın en önemli ve öncelikli konusudur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder