Maçka'da tenha bir köşede Fatih Tekke'yi sıkıştırırlar, tabancayı ayaklarına doğrulturlar.
"Ya istediğimiz parayı verirsin, ya da sıkarız ayaklarına futbol hayatın biter"
Fatih düğmeleri çözer, gömleğin kollarını dirseklerine kadar sıyırır ve cevabı verir "Abdest alayım, kafama sıkın. Bu iş de burada bitsin"
Kendini psikopat sanan haraççı arkadaşlar bu davranış karşında dönüp giderler.
UEFA Kupasına en son dokunan Türk oyuncusu Fatih Tekke işte bu kadar yürekli, mert ve dobradır. Ne söylediyse odur.
Türkiye'nin en vatan sevgisi dolu şehrinin bir evladı olarak "ülkemi özledim" diyerek Beşiktaş'a gelişini açıklamıştır. Trabzon sevgisini ne paraya satmıştır ne de o sevgi tükenmiştir. Beşiktaş forması giyip "Ben Trabzonsporluyum" diyecek kadar Bordo-Mavi yüreği "Ama giydiğim formanın hakkını vereceğim.Avrupa’da başarılı olabileceğini düşünüyorum. Bu başarılarda benim de katkım olursa çok mutlu olurum İnşallah bu başarılarda ben de üzerime düşeni yaparım. Camiada sevilen bir Fatih Tekke olmak istiyorum" diyecek kadar da Beşiktaş'ın oyuncusudur
Evet Fatih Tekke Beşiktaş'ın oyuncusudur.
O'nda Pascal Nouma, İlhan Mansız ve biraz da Ahmet Dursun tadı vardır.
Ve Beşiktaşlıların uzun zamandır açlığını çektiği bir tattır bu.
Taraftarla kaynaşır, armanın hakkını verir.
Peki başarılı olur mu?
2004-2005 sezonunda attığı 31 golün 17'sini kafayla atmış 1.79 boyundaki bir oyuncu.
Gökdeniz'in gollerine en çok asisti yapmış bir oyuncu.
20 yaşında A Milli Takıma çağrıldığı esnada ayağı kırılan, buna rağmen 22 yaşında tekrar zirveye çıkan bir oyuncu.
UEFA Kupası Finali'nde maçın adamı seçilen bir oyuncu.
Ben, Fatih'te, Yusuf Şimşek havası görüyorum. Özellikle ligin ikinci yarısında Beşiktaş'a büyük katkı yapacağından şüphem yok. Biraz uyum, biraz kondisyon, biraz da Schuster havası yakaladığı zaman Guti ve Quaresma ile oynamanın farkıyla gol sayısını çift haneli rakamlara çıkaracaktır.
Beşiktaş camiasına hayırlı olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder