Sevmiyorum.
Yere yatan takımları sevmiyorum. Çünkü futboldan çalıyorlar. “Yarın yine borçlarım olacak ama bu gece kral benim” diyen Napolililerdenim ben. Gecelik krallığı çalmasınlar. Bobo’ya tahtımı koruduğu için teşekkür ediyor, Ernst’i baş vezirim yapıyorum.
İ.B.Belediye’yi de bu anlamda tebrik ediyorum. Galatasaray karşısında futbol oynamaya çalıştılar. Tabi Baroş’un da bu durumda etkisi var. Umarım aynı “olumlu” futbolu diğer derbilerde de görürüz.
Yere yatmak diyince.
Hakemlerin yapması gereken bu. Başka türlü dikkat çekemeyecekler. Otto Bariç yere yatmıştı mesela, olay olmuştu. Yanından ayran bardağı, plastik şişe süzülerek geçen oyuncuların Tony Montana edasıyla yere düştüğünü de gördük, günlerce ayıplandı.
Gaziantepspor-Bursaspor maçında yaşananların hala utanç olduğu, hala bu ülkede “futbolsever” tanımının hatalı olduğu, güvenlik önlemlerinin yetersiz, cezaların caydırıcılıktan çok uzak olduğu gerçeği, yine yeniden, açık seçik yüzümüze tükürürken, kamuoyundaki bu yarabbi şükür tavrı gerçekten daha çok canımızı acıtıyor. Köşe yazarları ve eski hakemlerin çoğu ligimizin en cesur ve iyi hakemlerinden Deniz Çoban’ı eleştirmekle meşgul. Yine gazetelerde yazdığına göre Beşiktaş hariç 17 kulüp Bursaspor’a 3 puan verilmemesi için başvurmuş. Aynı haberi kopyaladıkları için gazeteler farketmemiş olacaklar ki, Beşiktaş hariç 17 takım başvurmuşsa Bursaspor’un da bu başvurunun içinde yer aldığı ortaya çıkar -ki umarım böyle birşey yoktur-. Doğru olarak –Bursaspor, Beşiktaş hariç- 16 takımla gerçekleştirilen bu birliğin mantığı nedir?
Soruyorum;
Eğer Bursaspor şampiyon olmasa ve şu an 6 da 6 yapmasa böyle bir birlik gerçekleşir miydi?
Bursaspor’a karşı gerçekleştirilen bu birlik önce Türk Futbolu’na sonra Anadolu Kulüpleri’ne zarar değil mi?
Bu gerçeği bile bile tüm Anadolu Kulüpleri’nin Bursaspor’a (aslında kendilerine) “karşı” aldığı bu tavır, bu kulüplerin öz irade ile aldığı bir karar mıdır? Değilse, kimlerin iradesi ile bu kulüpler yönlenmektedir?
Bu birlik, tribünlerdeki bu teröre ilişkin bir yasa önerisi de sunuyor mu?
İtalya’da liglerin tatil edilmesi bile gündeme gelmiş, Spor Bakanı’nın “Adam gibi izlemeyi öğrenene kadar maç izleyemeyecekler” cümlesi döneme damga vurmuştu. Bizim Spor Bakanımız bu konuda ne yapacak?
Bursa’ya 3 puan verilmezse olaylar çözülecek mi?
Bu olaylar neden şampiyonluğa oynayan Anadolu Takımları’nın ( 2 sezon önce Sivas, geçen sezon Bursa) başına geliyor?
Bu atma hadisesi ile ilgili en “OHA” olay, Ankaraspor-Beşiktaş maçında Tello’ya atılan logar kapağıydı. Bildiğimiz kanalizasyonların girişinde kullanılan logar kapağı. Şililiye gelse kesin bir tarafını kopartır. Allah’tan gelmedi Tello şimdi Eskişehir’de hayatına devam ediyor. O stada o kapağı sokan ve itinayla atan “futbolsever” de eminim bir yerlerde yaşıyor ve her maça gitmeden önce bu olayı anlatırken diğer futbolsever arkadaşlarıyla zarıl zarıl gülüyordur.
Bitirmeden tekrar yere yatma hadisesine bir dokunayım. Premier League’de Blackpool, West Ham gibi takımlar paşa paşa 5-6 tane yiyor ve futbol oynamaya çalışıyor. Maçın 5 . dakikasında kimse yatmıyor. Nedeni, ligin marka değeri. İngiltere Ligi geçen sezon 800 milyon avro katma değer yaratmış. Standart bir Premier League maçında oyun neredeyse hiç durmuyor. 7 gol yiyorlar ama futboldan çalmıyorlar. Ortada oynanan oyunun adı futbol olunca gelirler artıyor.
Bizim Süper Ligimizde ise “profesyonelce zaman geçirme”lerden oyun duruyor, soğuyor, sinirler geriliyor. Ama özellikle hakemlikten emekli cesur yorumcularımız, maçların sıkıcı olduğunu eleştirirken yatanları aldığı puan ya da puanlar için abarta abarta kutluyor.
Yere yatmanın profesyonelliğin gereği sayıldığı bir ortamda Muharrem Yılmaz’a ve –O’nun nezdinde tüm hakemlerimize- geçmiş olsun dileklerimden sonra yere yatmasını öneriyorum.
Belki o zaman dikkat çekebilir.