25 Ocak 2012 Çarşamba

Carvalhal’in Karakteri; Beşiktaş’ın Karakteri


Durum ne olursa olsun Carlos Carvalhal şablonu değiştirmiyor. Sahadaki Beşiktaş; 4’lü savunma, 1 defansif, 1 süpürücü, 1 oyun kurucu orta saha, 2 kenar forvet ve 1 merkez forvet düzeniyle 90, hatta 96 dakika mücadele ediyor. Tabii bu Beşiktaş’ın tüm maç boyunca aynı hüviyetle oynadığı anlamına gelmiyor. Savunmaya çekilmeyi yahut hücuma kalkmayı herkesin tek kaşını kaldırmasına sebep olan oyuncu değişiklikleri ile sağlıyor Carvalhal.

Futbolda diziliş bir yere kadar önemlidir. Daha önemli olan sistem ve mentalitedir. Bu nedenle de mevkilerde kimin oynadığı öne çıkar. Çünkü takımın karakteri bu oyunculara göre değişir.

İsmail Köybaşı da sol bektir, Tanju Kayhan da…
Quaresma da sağ açık oynar, Hilbert de…
İlk isimleri oynatırsanız  takımınızın karakteri  daha hücuma yönelik olur. İkinci isimlerse sizi daha defansif bir takım yapar.
4-4-2, 4-6-0, 3-4-3…vs hangi şablonla dizilirseniz dizilin oyun karakteriniz oyuncu karakterlerinin ortalamasıdır.

Dünkü Beşiktaş klasik 2 kenar forvetle başladı maça. Biri; seri, hızlı ve teknik kapasitesi yüksek, diğeri fizik gücü ve gol vuruşları ile etkili.

Maçın dengede (1-1) olduğu dakikalarda 2 oyuncu değişikliği oldu. Simao çıktı Necip girdi, Edu çıktı Mustafa girdi. 2 kenar forvet çıktı 1 süpürücü ve 1 kenar forvet girdi.

Şablon bozuldu mu?
Hayır!

Veli Kavlak görevini Necip Uysal’a bırakarak kenar forvet pozisyonuna kaydı. Böylece 57. dakikadan itibaren Beşiktaş, biri; seri, hızlı ve gol vuruşlarıyla etkili, diğeri; teknik kapasitesi ve mücadele gücü yüksek 2 kenar forvetle (inatla) oynamaya devam etti.

72. dakikada (Beşiktaş 2-1 mağlup ve gole ihtiyacı varken) temposu düşmeye başlayan Ernst çıktı, tempo kazandıracağı umulan Holosko girdi. Bu dakikadan itibaren bu sabaha kadar Carvalhal’in orta sahayı boşalttığı ve boşladığını dinledim, okudum, duydum. Yüksekçe bir yere çıkıp “durun vurmayın göründüğü gibi değil hiçbir şey” diye bağırasım geldi. Değişikliklerin hata olup olmadığına girmeyeceğim. Öznel açılardan bakabileceğimiz bir konu o. Ancak orta sahayı boşalttığı tezlerine tüm diasporamla karşı çıkarım. Holosko girerken işaret ve orta parmaklarını ileri-geri oynattı. Bu sırada Veli Kavlak ile göz gözeydi. Ernst’in boşalttığı bölgeye Veli, Veli’den boşalan alana Holosko kaydı.

Orta saha 3’lü yapısını dolu dolu devam ettirdi.

Bununla birlikte;

Veli, Ernst’e, Holosko, Veli’ye nazaran daha hücumsever oyuncular olduğu için, son 18 (yani 24) dakikaya girerken Beşiktaş’ın hücum karakterinin ortalaması yükseldi.

Yarım sezon izlediğim Carvalhal’in hatasıyla, doğrusuyla, konuşabileceğimiz / tartışabileceğimiz, aynı fikirde olacağımız, olmayabileceğimiz, saha içi (biraz da saha dışı) uygulamaları elbette mevcut.


Buna mukabil duran top üzerine 2 bilimsel makalesini okuduğum, bitirme tezini; “futbolcuların zihinsel ve fiziksel dinlenmeleri” üzerine yaptığını öğrendiğim Carlos Carvalhal’in matematiksel düşünce ve doğrularını izlemekten zevk aldığımı itiraf etmeliyim. Beşiktaş Teknik Direktörü kesinlikle duygularını taktiğine yansıtmıyor ve yaptığı tüm değişiklikler futbol cebiriyle açıklanabilecek zekice formüller. Bu kadar mantıksal bir kurgunun sonucunu aldığında da bastırılmış tüm duyguların, binlerce yıldır uyuyan volkanlar gibi bir anda patlaması ve saçılması tabii olduğu kadar güzel de…

Yakup Sabri İNANKUR

2 yorum:

  1. ELİNE SAĞLIK MAÇI İYİ ANALİZ ETMİŞSİN.SENİN GİBİ BLOG SAHİPLERİNİN YAZILARINI OKUMAKTAN KEYİF ALIYORUM FARKLISINIZ SPOR YAZARLARI GİBİ TEK DÜZE DEĞİL KOLAY GELSİN

    YanıtlaSil
  2. Sağolun. Tabirin klişesini hoş görün "gördüğümü yazıyorum". Beğenileriniz ve zamanınız için tekrar teşekkürler.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...