4 yakışıklı ve cılız delikanlının,
takım elbiseleri çekip dünya müzik kültürüne yön vermek için biraraya geldikleri
şehrin adıydı Liverpool. Sahneye çıktıklarında doğdukları şehrin ruhlarına
üflediği ilhamla herkesi büyülediler. Milyonlarca hayranla asla yalnız
yürümediler ve asla şehrin onlara bahşettiği ilhamı kaybetmediler. Beatles’ın
en ünlü (ve cover yapmayan kimsenin kalmadığı) şarkılarından Come Together’da “He
got toe-jam football” yani “Çıplak ayakla futbol oynuyor” sözlerinin atfı 120
yıl öncesine dayanıyor. Çıplak ayaklarla başlayan Everton-Liverpool maçlarına. İngiliz futbol edebiyatındaki
adıyla Merseyside derbisi.
Benim en sevdiğim derbidir. İçinde en
ufak nefret yoktur. Taraftarları aynı tribünde yanyana izlerler. Futbol
tarihinin en büyük trajedilerinden olan Hillsborough faciasında Liverpool’un maddi
manevi en çok yanında olan Everton olmuştur. Anma günlerinde 2 taraftar grubu
biraraya gelir, Evertonlılar’ın da katılımıyla “You’ll never walk alone” ilahisi göklere
kadar ulaşır.
Aralarında küfür yoktur. Bunun yerine (her
zeki insan gibi) zekalarını kullanmayı tercih ederler. Birbirlerine hicivli taşlar
fırlatırlar. Efsane Liverpool Teknik Direktörü Bill Shankly’nin “Merseyside'da iki iyi
takım vardır. Liverpool ve Liverpool’un yedekleri” sözü dünya futbolunda motto
olmuştur.
Bugün de yine tribünlerde formaları ve
atkılarıyla yanyana, alışılmışın dışında güneşli bir İngiltere sonbahar
ikindisinde 120 yıllık geleneğin devamı için kırmızılar ve maviler Goodison
Park’taydılar.
Everton Teknik Direkörü David Moyes
benim en saygı duyduğum teknik direktörler arasındadır. Eğer Manchester United’ın
ekonomik gücü Everton’da olsaydı, ismi-ünvanı Sir David Moyes olurdu. 9 yıldır Everton’ın başında ve United’dan
sonra Premier Lig’in en zevk veren futbolunu oynatıyor.
İlk 20 dakikada Everton’ın en az 2
farkla kazanacağına emindim. Futbolun içinde olan herşeyi yapıyorlardı.
Özellikle kanatlardan Liverpool yıprattılar. Sonra devreye bir futbol maçının en
can sıkıcı faktörü hakem girdi. Jack Rodwell, Meryside tarihinde 25. Kırmızı kart
gören oyuncu olurken, kaçıncı haksız kırmızı kart gören oyuncu olduğuna dair
bir istatistik bulamadım. Belki de ilktir. Ama yine yüz kırıştırıcı.
Kuyt’ın kaçırdığı penaltı ise Premier
Lig şartlarına göre normal. Şu ana kadar atılan 20 penaltının sadece 9’unda “YEEEAAAHH”
sesi gelmiş tribünlerden. Volkan Demirel geçenlerde “penaltıda şanslar yüzde
ellidir, kaçabilir de” demişti ya, hah işte o Premier Lig için geçerli. Tim Howard bunu söyleyebilir ve kurtarabilir. Bizim
ligimizde ise %70 gol oluyor. Volkan,
Howard kadar şanslı olmadığını bilmeli.
Haksızlığa uğramanın üstüne penaltı
kurtarmanın da motivasyonuyla Everton, taraftarı arkasına almış saldırıyordu. Liverpool
öyle durağandı ki, Everton’ın agresifliği ve isteği 1 kişilik boşluğu doldurdu.
Hücumda top tutup takımı
çağırması gereken Carroll “yine” hırssız Nartallo modunda olunca Liverpool bir
türlü ileride top tutamadı.
Sonra King Kenny’den ünvanına yakışır
bir hamle geldi. Britanya’nın en ısıran oyuncularını damardan verdi Liverpool’un
kırmızı kanına. Bu sırada kalp nakli de yapmış oldu. Hasta ayağa kalktı. Gerrard
ve Bellamy, Liverpool’un agresifliğini arttırdı ve son 20 dakika kırmızılar
ısırmaya başladı.
Ardından da goller geldi.
Bir Merseyside Derbisi daha bitti ve taraftarlar şarkılarla
takımlarını uğurladılar. Yüzleri formalarından daha kırmızı olmuş insanlar
kollarını başı önde mavi formalıların omuzlarına atmış kimbilir ne laflar
sokuyorlardı!
TFF’den sürekli “futbol
güzel oyun” açıklaması duyuyoruz. Önümdeki sahneye bakarken “futbol güzel de
söylemekle güzel olmuyor” diyorum. Türkiye’de insanların bir derbiden böyle
çıktığı gün belki futbolun ne kadar güzel olduğunu söyleme hakkına sahip
olabiliriz.
Şu an için bırakın rakibe saygıyı, kendi içinde, tribünde
bile birbirine tahamülü olmayan, kafası attığı her aksiyona (büyük küçük ayırmadan
herkese) “gider” yapmayı marifet / delikanlılık sanan, zekasını evde bırakıp
küfür etmeye gelen futbolsevmezlerlerin potansiyeli kadar güzel olabilir futbol
Türkiye’de.
Yakup Sabri İNANKUR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder