3 Ekim 2011 Pazartesi

Bu Kez Hagisiz Olacak


Geçtiğimiz sezonun 24. haftasında Ankaragücü’nün başına Mesut Bakkal geçmiş ve ilk maçını Ziya Doğan’ın Konyaspor’u ile oynamıştı. Konya deplasmanında 2-0 kazanan Ankaragücü, o tarihten itibaren ligin en çok gol atan 2. takımı olmuştu.

Sezon başında hücümsever Mesut Bakkal görevi bırakınca yerine hücumsavar Ziya Doğan’ı uygun gören Ankaragücü kurmayları lige mağlup başlamış oldular böylece. 3 ay boyunca gol atmaya alışmış bir takımı, ilk felsefesi rakibi bozmak olan bir hocaya devredince, doğal olarak takım bozuldu. Üzerine Sapara’nın şefliği, Vittek’in bitiriciliği Ankara’yı terk-i diyar eyleyince zaten kadro sıkıntısı çeken Doğan’ın alternatifleri de kısıtlandı. Elindeki tek gol tetiği geçtiğimiz sezonun Bank Asya mucizesi Mersin İdman Yurdu’nun sol açığı Tonia Tisdell’i Gökhan Zan’ın üzerine sürmekten başka çözüm de yoktu. Raynoch-Hürriyet ile Galatasaray orta sahasına çomak sokmak isterken, 20 dakikada skor 2-0 olunca çomaklar 70 dakika işsiz ve atıl kalıyor haliyle. 

2000 ruhuna beden bulmaya çalışan Fatih Terim, Okan-Emre-Suat zırhını, Melo-Engin-Selçuk’a teslim etti. Selçuk İnan şu haliyle Galatasaray’ın beyni. Sağındaki Melo, daha sağındaki Sabri (ya da Eboue) ile Okan-Ümit efektini de yakalamış durumda. Felipe Melo %86 isabetli pasla ligin en zarif pitbullu zaten. Engin Baytar’ın (umarız sadece futbol anlamında) Emreleşmesi tamamlandığında işlerin yolunda gitmesi için bu sefer bir Hagi’ye ihtiyaç olmayacak.

Engin Baytar’ın kendini / kafasını vermesi, Galatasaray’ın pozisyon bulma frekansını arttırdığı gibi, Riera ve Kazım’ın savunmaya (en azından alan savunmasına) daha fazla vakit ayırmasına neden oluyor. Bunun örneğini hafta içinde Stoke City karşısındaki Beşiktaş’ta görmüştük. Necip-Fernandes’in konsantrasyonu ve orta sahaya hakimiyeti Quaresma ve Simao’nun daha etkili savunma yapmasına neden olmuştu.

Kenar forvetlerin savunma iştahı beklerin performansını arttırır. Hakan Balta’nın ve Sabri Sarıoğlu’nun toplam top çalma oranının (7) tüm takımın neredeyse yarısı (16) olması bu etkinliğin sayısal ifadesi.

Fatih Terim; “Milli Takım-Galatasaray-Milan-Galatasaray-Milli Takım” ile kariyerinde ters parabolik bir trende sahip. Şimdi yine Galatasaray ile fiziken yeniden çıkışa geçti. Ancak bundan da önemlisi ruhen çıkışa geçmiş olması. Terim kendi kendisiyle rekabet halinde. 3. Terim’in, 1. Terim’den daha başarılı olmasını istiyor. 1.Terim’in gölgesinden çıkmak ve aynı zamanda 1. Terim’i de Hagi’nin gölgesinden çıkarmak istiyor.

Bu nedenle Galatasaray’da mentalite anlamında bir 10 numara yok. Bu nedenle 10 numaranın sahibi Felipe, -bir önceki dönemin aksine- koşan, ısıran bir Felipe.

Terim’in kafasında tek bir şey var. Ne olacaksa –iyi ya da kötü- bu kez Hagi’siz olacak.   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...