16 Ekim 2011 Pazar

Futbol Enteresan, Sonuç Olağan


Ömer Üründül’e Allah uzun ömürler versin, futbol hakikaten enteresan. Geçen sezon çektirip gitmesi koro halinde kendisine tebliğ edilen Holosko alkışlarla (mesih olması umulurak) oyuna girerken, aynı sezon omuzlarda getirilen (mesih olması umulan) Guti ıslıklarla oyundan çıkıyordu.

“Ev alma Fernandes al” da ıslıklanıyordu. Atletico Madrid’in kaptanı da.

Seyircinin bu durumu mu daha enteresan, yoksa bu kadar yıldızın sahayı bir ampul kadar bile aydınlatamaması mı, bilemem. 
Ancak;

Halayla, türkülerle karşılanan onca oyuncu dururken; Rico Paşa’ya uçan tekme atan Fenerbahçeli Mehmet Aurelio, Beşiktaş soyunma odasına parmak sallayan Bursasporlu Egemen Korkmaz  ve vaka-i terlik olayının yardımcı aktörü İbrahim Toraman’dan başka Beşiktaş’a kalp masajı yapan oyuncu olmamasının enteresan olduğunu biliyorum.

Bir takımın tüm maçı hiç pres yapmadan tamamlaması yeterince ilginçken, üzerine 2 sakat vermesinin daha ilginç olduğunu biliyorum.

Seba’ya yürümekten nasır tutmuş ayakların, Demirören’e karşı yaşadığı akıl tutulmasının enteresanlığına acıyarak bakan “eski” Beşiktaşlıların olduğunu biliyorum. Üzülüyor Metin-Ali-Feyyazlılar.

Yahut galiba sadece enteresan olan Beşiktaş. Teleskobumuzu dünya kulübü Beşiktaş’ın yıldızlarından Türkiye dağı Erciyes’in eteklerine çevirdiğimizde bir total futbol zerafeti görüyoruz.

Kayserispor yönetiminin ticari zekasının ve 5 yıllık planlı bir çalışmasının ayak seslerini duyuyoruz.
Şota Arveladze, 2 yıl boyunca yanında not defteri tuttuğu Luis Van Gaal’in hayır duasını alıp Kayseri’ye geldi. Dolayısıyla Şota’yı (ve Kayserispor’u) anlamak için Van Gaal’i anlamak lazım.

Futbol kariyeri olmayan her teknik direktör gibi (Mourinho, Villas-Boas…vs.) Van Gaal de futbolun bilimsel yanına kafasını yorup, taktiksel açıdan ustalaşmış bir hocadır. Antremanlarda futbol sahasını 32 kareye böler ve top hangi karedeyken hangi oyuncunun nasıl davranması gerektiğini tek tek anlatır. Oyuncularının kıvrak bilekli makinelerden fazlası olduklarını anlamalarını ister.

Ambarat’ın, Furkan Özçal’ın, Riveros’un, Hasan Ali’nin etkinliğinin temeli budur. Dün akşam en çok driblingi (5) Ambarat yaptı. En çok isabetli pası (42) Hasan Ali verdi. En çok Riveros (6) top çaldı. En çok gol pozisyonuna Furkan girdi ve golünü de attı.

Öne geçtikten sonra, zamana ve futbola tecavüz etmediler. Beşiktaş’a gol şansı vermemek için futbol oynamayı tercih ettiler. Cruijff “Top bendeyken sen gol atamazsın” demişti, Kayserisporlular’ın çalıştığı ders kitabında da bu cümle yazıyordu muhakkak. Bir ara %60’lara varan topa sahip olma oranı sahanın 32 karesinde de ne yaptığını bilen bir ustanın matematiğiydi.

Mağlup da olabilirler, galip de gelebilirler ama kafalarını kullanmaya devam ettikçe, sadece ayaklardan ibaret olanları yenmeye devam edecekler.

Sistemin / bilimin, salt yeteneği yenebildiği binlerce örnekten birini izledik.

Futbol enteresan ama Kayserispor olağan.

Yakup Sabri İNANKUR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...