24 Nisan 2011 Pazar

Parçalı Gelecek

Masamda duran yuvarlak cam küre gelecekten görüntüler göstermiyor. Sallayınca içindeki sıvı nedeniyle beyaz taneciklerin kar yağıyormuş hissi vererek yavaş yavaş düştüğü bir kürede –ki adı kar küresidir- kardan adamın melankolik duruşunu gösteriyor. Nostradamus ile tek yakınlığım, çene altındaki bir tutam sakalım –ki adı keçi sakalıdır- olabilir. Biraz sonra traş olunca o da kalmayacak. Arada sırada içinde bulunduğum anları, tam o anda rüyamda gördüğümü –ki adı dejavudur- anlar ve hafifçe sırıtırım, sonra geçer. Kahin değilim, psişik yeteneklerim yok, konsantre olacağım alet-edevat da yok önümde.

Bütün bunlar, önümüzdeki sezon dün akşam sahadaki 2 sarı-kırmızılı takımdan birinin şampiyonluk yarışı içinde olabileceğini ön görmeme engel değil.

Galatasaray’da “skoru değiştirecek”, “oyunu değiştirecek” gibi, taktiksel temele dayanan kıvrak futbol terimlerini, süslü cümleleri kullanmayı bir kenara bırakıyorum. Galatasaray’ın (hangi renk olursa olsun) formasını giymeyi futbol anlamında hakeden toplam 3 oyuncu var. Değer sırasına göre:

1-Arda

2-Culio

3-Sabri

4-Servet

Bu 3 oyuncu arasından Servet Çetin; Rijkaard dönemindeki tutumuyla ve futboluyla parçalı ya da parçasız bir forma için gelecek teşkil etmiyor. Bu durumda geriye 2.5 oyuncu kalıyor. Arda’nın da atletik futbolunun onu önümüzdeki sezon çubuklu forma içinde görmemize neden olacağını düşünürsek, geriye toplam 1.5 oyuncu kalıyor; Culio+Sabri eştiliğinin matematiksel sonucu…

Galatasaray’ın dün geceki istekli oyunu, gelecek için kalıcı umutlar taşımaz. Biraz Bülent Ünder’in, Fatih Terimist felsefesi, biraz da sahadaki 4 adam (3 oyuncunun) bireysel isyanına dayalı bir oyundu. Bu tarz bireysellik üzerine kuracağınız her plan kısa vadeli mutluluklar getirir (bkz. Burak Yılmaz-Trabzonspor), ama uzun vadede umut inşa etmek için sağlam temele ihtiyacınız vardır, anlık gazlara değil.

Özet halinde sunuyorum, yeni bir teknik direktör, en az 15 transfer –ki bunların bir kısmı yanlış olacak, ya da aşı tutmayacak- ve yeni bir yapılanma ile önümüzdeki sezon, hatta bir sonraki sezon, yeni forma renklerinden daha büyük sorunlar getirecek. Oysaki Galatasaray’ın sadece forması parçalı olmalıydı, geleceği değil…

Kongre ne getirir, ne götürür bilmem, kahin değilim başta söyledim. Sıvazladığım sakalım, futbol tarihinin dejavuları ve önümdeki cam gibi gerçekler; Galatasaray’ın Türkiye’nin batıya açılan penceresi olduğunu hatırlayacak vizyona, gerçekçi projelere, parçalı formaya ve en önemlisi sabıra ihtiyacı olduğunu söylüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...