25 Ağustos 2011 Perşembe

Çamurlu Markanıza Yeni Değerler Biçin

Yıllar önce ünlü bir kozmetik ürününün CEOsu kozmetik, hatta iş dünyasının en samimi itirafını yapmıştı: “Aslında maliyetimiz, satış fiyatımızın çok altında. Hatta diyebilirim ki, ürünlerimizi 5 kat daha pahalı satıyoruz. Bunu zalimce bulmayın. Eğer fiyatı normal bir kâr üzerinden ayarlarsak, bu sefer ucuz malın, kötü mal demek olacağını düşünen müşterimiz almaktan vazgeçer”

Bu açıklamayı daha kısa yapabilirdi. Çekici ve bakımlı bir kadın olduğu için kameralar önünde daha uzun kalmak istemiş olabilir. Biz kısa yoldan gidelim. Gidiş yolumuz doğruysa, sonuca da bir şekilde ulaşırız. Olmadı “kanaat” kullanırız.

Bir mal ya da hizmet için 2 değer vardır. Ticari değer ve şu meşhur marka değeri.

Ticari değer; maliyet, tahmini satacağınız miktar ve beklenen / istenen kâr üzerinde fiyatlanır. Marka değeri ise, markanın yani kalitenin yani güvenin fiyatının da ticari değere eklenmesiyle ortaya çıkar. Kısaca “kalite ve güven” değerdir, ticari bir değerdir ve fiyatı vardır.

Önce ticari değer, sonra marka değeri oluşur.

Etiket fiyatınızı da elinizdeki değere göre yazarsınız.

Biçtiğiniz fiyat kaliteden ve özellikle güvenden fazlaysa o ticarethane batar. İstediğiniz süsleri ekleyin, istediğiniz makyajı yapın, istediğiniz reklamı döndüre döndüre koyun, o iş yürümez.

GERÇEK MARKA DEĞERİMİZ NEDİR?

Sektörün lider kuruluşuyla kıyaslayarak aşağı yukarı nerede olduğumuzu görebiliriz. Manchester United-Manchester City maçı 43 farklı ülkede yayınlandı. Galatasaray-Fenerbahçe maçı 2 farklı ülkede (-ki Romanya’da yayını yapan şirket Türk. Olsun biz bunu da sayalım) yayınlandı. İngilizlerin Manchester Derbi’sini ülke dışında 500 milyon kişinin izlediği tahmin ediliyor. Bizim dünya derbimizi heyecanla takip eden 10 milyon kişi olmuş.

Bu evrende 500=10 değildir. Dolayısıyla, ligimizin marka değeri 400 milyon değildir. Premier Lig’in 50’de 1’idir.

Şampiyonlar Ligi’nin bu sezon kulüplere dağıtacağı para 754.1 milyon avro olarak tahmin ediliyor. Takdir edersiniz ki bir şirket, dağıttığı paradan daha çok kazanıyordur. Şampiyonlar Ligi’nin geçtiğimiz sezon ki kazancı 1.1 milyar avro!

Şimdi siz, 400 milyonluk ticaretiniz için 90 günlük enerjinizi, pislikleri halının altına süpürmekle geçirirseniz (ve bunu temizlik diye yutturmaya çalışırsanız), kıvırdıkça kıvırırsanız, adam gelir 1.1 milyarlık “markası” için 1 günde o halıyı kıvırır elinize verir, ses çıkarmaya hakkınız olmaz.

Herşeyden önce bu ülkenin vatandaşı olarak utandım. Sömürge valisi gibi adamlar geldi, “siz bu işi becermediniz, böyle yapacaksınız” dedi. Talimatı aldık ve uyguladık. Yurtdışında nasıl bir itibarımız var bunu da federasyonu atayanlar, pardon seçenler anlatsın.

NE YAPABİLİRİZ?

En güçlü tedavi, en çok acı verendir. Gerekirse lig bu sene komple iptal edilmeli. Bu kadar çamurda top zıplamaz.

Şike yapan, bu pisliğe bulaşan herkes, gereken cezayı derhal almalı. Yayıncı kuruluş çekilebilir. Ticarette bunlar olur, kâr keyfi kadar zarar riski de vardır. Belki bu depremin ardından daha sağlam bir yapı inşa ederiz.

Şunu da ekleyeyim Fenerbahçe yine şanslı. Bakmayın öyle garip garip! Eğer Beşiktaş, Trabzonspor, Gaziantepspor, Bursaspor gibi Avrupa'da oynayıp "şikeli" çıkan olursa bu takımlara daha büyük ceza gelecek.

Ne kadar sorarsanız, yorum yaparsanız yapın sonuç net. TFF bu süreci yönetememiştir. İstifa onurlu bir seçenektir.


Yakup Sabri İNANKUR

2 yorum:

  1. Son yazını okudum çok güzeldi, pek çok noktasına katılıyorum, zaten ana fikrine tamamen katılıyorum, sadece değinmek istediğim bir kaç nokta ve bir iki kendi görüşüm var.

    Marka değerimiz evet dediğin gibi onlar kadar değil ama o kadar da büyük fark yok. Tabi ki kesin hesap yapmak zor, tabi ki 400 milyon euro değil ligimizin ederi. Ki şu an için konuşmuyorum, son olaylardan önceki durum hakkında konuşuyorum. Yine de Marka değerimiz o kadar da düşük değil. Bu hesapların içine ileriki yazılarında eklemeni istediğim bir kaç rakam daha var. Manchester United'ın sahasında o protokolün yanındaki VIP yerler ve Lojalar dışında en pahalı bilet, yılın en önemli maçında bile 60 poundu geçmiyor. Ortalama 30-40 pounda rahatça bilet alabiliyorsun, 50 pounda iyi yerden bilet alıyorsun. Chelsea biletleri çok pahalı diye biliyoruz, saha kenarı en önler pahalı onlarda da. Sakaryaspor maçında Fenerium tribününde 150 TL nin altına bilet bulamıyorsun 'ortanın kenarlarından'. Yani bir nevi sıradan vatandaşımız onların sıradan vatndaşından 5 kat daha az gelire sahip ama aynı spor müsabakasına onların verdiği rakamı rahatça ayırabiliyor. Bu başka bir analiz konusu olabilecek bir nokta.

    Ligi bu sene iptal etmek olayı ise suçsuzun cezalandırılmasına girer biraz. Gemileri yakmanın alemi yok. Küme düşürülenler düşürülür, doğru Fenerbahçe seyircisinin digiturk leri iptal etmesi biraz sarsar Karamemeti ama biraz devlet desteği ile rahatça ayakta tutarlar havuzu, 2-3 ayda aşılır problemler, 6 ay sonra şampiyonluk yarışında bakmışsın herşey unutulmuş, gelecek yaz çıkan takım da medyanın çok daha fazla işine gelir, 'süper lige dönen Fenerbahçe, küllerinden doğuyor, müthiş transferler' bla bla diyerek tirajları artırır, piyasa canlanır.

    Bİzim açımızdan bakıyorum, krizler her zaman Fenerbahçe'yi birleştirmiştir, taraftar deli gibi destekliyor takımı, ürün satışları rekor kırıyor, kombine satışı kırdı bile, hele düngeceden sonra bütün stad açılsa kombineye herhalde satılır biter. Ben ligden çekilme durumuna karşıyım, ceza gelir düşürülürse düşürülür, 1 sene sonra çıakrsın, espri konusu olur 2 sene sonra, bu ülke neleri unuttu bunu unutmayacak. Ama ligden çekilme en az 3-4 senesini yer takımın, ona karşıyım. Ayrıca Acıbadem'in sponsorluğu niye dondurulur ki, adam sanki keyfinden yapıyor bir şeyler, ne direktif verilirse onu yapıyor, üzülüyorum adama :)

    Yani bence durum 'yandık bittik kül olduk' değil, hiç bir zaman da olmaz, çok absürd şeyler olmadıkça bundan sonra, olacak bir şey kalmadı zaten.

    Ama işin yönetim kısmına gelirsek MAA yönetemedi değil o aslında istenenleri aynen uyguladı, sadece adam maşanın kralı olduğu için yukarı tükürse bıyık, aşağı tükürse sakal olayı, ağzına sıçıldı, 3 ay sürmez ortam durulunca istifa eder zaten.

    Asıl yönetim sorunu başka yerden, Heysel olayını bilirsiniz, ingiliz başbakanı Margeret Thecther'ın yaptığını hatırlatırsınız, ingiliz takımlarına süresiz olarak avrupaya gidişini nasıl yasakladığını unutmayın.

    Hoş rte ****** öyle bir demir yumrukla vursa ergenekonda vermediğimiz tepkiyi veririz diye korktu hehalde :)

    Kısaca dediklerine katılıyorum, evet fark var ama o kadar değil, evet kendimizi abartmayalım ama o kadar da aşağılık görmeyelim, unutmayalım ki son 16 yılda Türk futbolu uluslararası arenada milli takımlar seviyesinde İngiliz futbolundan daha başarılıdır.

    YanıtlaSil
  2. Avrupa'nın ilk 6 pahalı ligi arasındayız. Hollanda'dan, Portekiz'den ve Ukrayna'dan daha fiyatlıyız. Geçtiğimi sezon AL finalinde 2 Portekizli vardı. Avrupa Ligi'ni 2 sezon önce S.Donetsk kazandı. Hollanda futbolu için tanıma gerek yok. Daha pahalıyız ama daha değerli değiliz. Bu ülkelerden çok daha fazla sevdiğimiz için futbolu, (talep fazla olduğu için) fiyat artışı normal. Ama bu kadarı anormal. Bu kadarı şişirme. Fiyatı makul seviyeye çekmek yerine piyasayı fiyata çekmeye çalışıyorlar! Bunu balon gibi düşünürsek, sen üfledikçe üflüyorsun ve odanın dış basıncını arttırmaya çalışıyorsun. Olmuyor haliyle ve patlıyor. Burada şaşırtıcı olan balonun patlaması değil, senin hava basıncını değiştirmeye çalışman olur.
    Tabi ki mübalağlarla eğlendiğimiz kadar aşağıda değiliz, fakat kendimizi gördüğümüz yerde hiç değiliz. O yere yakın bile değiliz.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...