18 Ekim 2010 Pazartesi

Hayatın Tekrarları

Geleceğe Dönüş serilerini, Tosun Paşa’yı, en az 50 kez izlemişimdir. Her izlediğimde de zevk alırım, gülerim, eğlenirim. 2-3 senede bir Sherlock Holmes serilerini okumaya mutlaka başlarım, keyif alırım. Hala Michael Jackson dinlerim döndüre döndüre, oradan Barış Manço’ya geçerim mutlu olurum. Bursaspor-Kalsruhe maçını, Kamerun-İngiltere çeyrek Finalini, Milan-Barcelona 1994 finalini, Baggio’nun kaçırdığını penaltı anını, Prekazi’nin Monaco’yu yıkışını, Sergen’in Cudicini’yi zıplatmasını nerede görsem sanki ilk defa yaşıyormuş gibi heyecanlanırım.

Üstteki paragraftaki fiilleri bu paragrafa aktaralım; “zevk almak, gülmek, eğlenmek, keyif almak, mutlu olmak ve heyecanlanmak”. Bu fiiler sabittir, çünkü olaylar sabittir. Cudicini sürekli zıplamakta, Savicevic sihirli sol ayağının içiyle tuvale son fırçayı vurmaktadır. Marty McFly ise geleceğini daha iyi yazabilmek için hayalini sıkça kurduğumuz şekilde geçmişinde ince ayar yapmak üzere tam gaz gitmektedir. Peki bu fiilleri Fatih Terim, Christoph Daum yeniden vizyona girdiğinde hissedebilir misiniz? Bu ülkede İmparator Fatih Terim, Ekselansları Christoph Daum veya Arşidük Yılmaz Vural’dan başka hoca yok mudur? Ya da her seferinde felaketi durdurabilecek tek süper kahraman edasıyla çağrılan bu isimlerin yine aynı çığlıklar tarafından felaketlerin tek sorumlusu olarak gönderilmesi hala kulüp yöneticileri ve/veya başkanlarının rotalarına nasıl yön verir? Taş ile suyun savaşını, en sonunda suyun kazancağının en popüler örneği Alex Ferguson’dan sürekli olarak bahsedilen bir ortamda, sabreden derviş muradına ermiş kültürünün yanına virgülü koyup “nah ermiş çatlayıp da gebermiş” tümcesi konduranlar 100 küsür yıllık kulüplerin geleceğinde söz sahibi olduğu sürece aynı filmlerin ikinci, üçüncü serilerini izlemeye mahkumuz. Ama çoğunlukla olduğu gibi “gişe amacıyla talep üzerine çekilen” devam filmleri aynı heyecanı, tadı vermez, aynı derecede başarılı da olmaz .

Biten bir ilişkiden daha mutsuz, daha iç karartıcı, daha yaralayıcı olan şey aynı ilişkinin yeniden başlayıp bir kez daha bitmesidir. Üstelik ilk seferin sonundaki hüzün ve beraberindeki saygı, çoğu kez yeniden filizlenen bu ikinci filmin bir “Eşkıya” sonu darbesiyle yerle bir olması ve ortada kan kaybından ölen bir sevgi cesedi bırakmaksıyla sonuçlanır.

1 yorum:

  1. okumuş olmak böyle olsa gerek,cümleleri bir araya getirip güzel yazılar yazıyorsun.Ben bir oyunda "rest gördüm kareas" demek çok hoşuma gider.hayattada böyle derim.sanki bir slogan gibi.ne alakası var abi deme.var işte anlatamıyorum:) bu yazıda " rest-gördüm kareas "olmuş:)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...