Olefutbol ömrümü tamamladı.
Futbol yazmak artık içimden gelmediğinden;
Yazmak terapidir. Omzunuzdaki, sırtınızdaki yükleri harf harf boşaltmaya yardım eder. Sizi açar, gülümsetir, sabaha hazırlar.
Türk Futbolu beni tedavi edemiyor uzun zamandır. Ne yazacak güzel adamlar, ne de güzel hikayeler kaldı. Süleyman Seba'yı da kaybedince, öksüz kaldık.
Dinlenmeye ihtiyacım olduğundan;
Nick Hornby’nin şık vecziyle; “Sonraları kadınlara nasıl âşık olduysam, futbola da öyle âşık oldum: Ansızın, açıklanamaz bir şekilde, üzerine kafa yormadan, getireceği acı ve kafa karışıklığını bir nebze bile düşünmeden.”
Aşk yorar. İçindeyken ne kadar enerji ve zaman harcadığınızı anlayamazsınız. Bir gün sınıra gelirsiniz. Harcadıklarınızın karşılığını alamadığınızı görürsünüz. Bir de başınıza kalkar “sizin için” yaptıklarını ki, o sizin için değil her şeyi kendi için yaptığının resmi itirafıdır. Futbol tiyatro haline geldiğinden, getirildiğinden bu yana uzun zaman geçti. 3 Temmuz sürecinden bahsetmiyorum. Türkiye’de futbolun o tarihte kirlenmediğini ve sadece sayfalar dolusu telafuz edilen isimlerin suçlu olmadığını, elbette biliyoruz. Biz çocuktuk kirlenmişti bile dünya, büyüdük rüya bitti. Artık Türk Futbolu tahammül edebileceğimden fazla soğukluk, yalancılık, sahtelik sunuyor.
Yazmaya zaman ayırmam gerektiğinden;
Futbolun uzaktan kendimin yakından takipçisiyim. Enerji ve zamanımın çoğunu yazmaya harcıyorum. Bir gün belki sizinle de paylaşırım.
Zaman ayırdığınız, desteklediğiniz, paylaştığınız için hepinize çok teşekkür ederim. Arada bir twitterda 140 karaktere bir şeyler sığdırdığımı görmek veya facebooktaki sıkıcı paylaşımlarıma bakmak isterseniz buyrun;
Yakup Sabri İnankur
Not: Kapanış şarkımız da bu olsun
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder