Topun arkasına geçti ve alan bırakmadı. Juventuslular ceza sahası içine kadar geldiğinde bile gol yiyeceğini düşünmedik Galatasaray’ın. Zebralar Aslan muhitine geliyorlar, sağa sola bakıyorlar, kaçacak boşluk bulamayınca gerisin geriye dönüyorlardı. Galatasaray sakin ve kendinden emindi, istifini bozmadı. Rakibin 1+4 orta sahasına 4+1 ile karşılık vermişti. Lichtsteiner ve Asamoah başarılı bindirmeler yapsa da Juve hücum ikilisi stoperlerin kucağındaydı.
Elimizdeki tek sorun kanat oyuncuların kenar forvet oynamaya öykünmesiydi. Sol ayaklı sağ kanatta, sağ ayaklı da sol kanattaysa göbeğe delici koşular yapmalarını bekleriz. Bunu Riera yapamaz, Bruma şimdilik yapamaz. Üstelik Juve’nin en güçlü bölgesi merkezi. 3 savunmacı + 3 orta saha ile koruyor orayı. 15. dakikada Mancini sahaya kollarını uzattı: Sol eli gel gel yaparken, sağ eli git git yapıyordu. Riera’yı sola çağırdı, Bruma’yı sağa gönderdi. Bekler çıkıp rakip kanatları oyalarken, kanatlar Juve savunma 3’lüsünün kenarlarındaki kışkırtıcı boşluklara dadanmaya başladılar. Kenara yakın stoperler; Bonucci ve Chiellini, kanatlara basmaya gittiğinde yalnız kalan Barzagli’nin yardımına orta saha 3’lüsü koşuyor. Ancak yavaş koşuyorlar, ki tek kusurları da bu. Eğer 3’lü ile 5’li arasında sinsice gezinen, fiziği kadar aklı da güçlü olan 1 santraforunuz varsa, ribaund bölgesinde kapacağınız her top size gol şansı veriyor. O şansın müsebbibi Drogbaysa, işiniz şansa kalmıyor.
Juve’de yok, Real’de de yok. Galatasaray’da var. Dünya yıldızı getirme iddiasına olanlar Drogba’ya bakıp susmalı. Belli dönemlerde değil, her dönemde takımının en önemli ismiydi ve her zaman formda. Allah aşkına gözünüzü kapatıp Avrupa’nın tüm baba takımlarını düşünün: Hangisinde Drogba oynamaz? Onu sadece gol anlamında düşünmek ona ve futbola haksızlık olur. Pogba’nın etkisizliği, Drogba’nın orta sahaya yaptığı bitmez tükenmez yardımların, Bonucci’nin, Chielli’nin saçmalaması hakeza onun didiklemelerinin ve hava toplarındaki yıldırıcılığının somut kazanımları. İsminin ağzı dolduran telafuzu ile geçmişinin parlaklığı zaten sahaya çıktığı anda soyut kazanımları beraberinde getiriyor. Asiliğin ve asilliğin karşı konulmaz uyumu…
Mancini oyuncuların ismini öğrendikten sonra verileri ve ardından istatistikleri iyi değerlendirmiş. Takımı belli bir koşu, pas ve pres yoğunluğunun üstünde tutmak istiyor. Son çeyrekte Umut Bulut ile hücum presinin soğumasını önledi, Drogba ise biraz dinlenebilme imkânı buldu. Mancini takımında 1 kişinin dinlenebilme hakkı var. Sneijder’in bu hakkı kazanabilmesi için çalışması lazım. Galatasaray bir ucu Muslera, diğer ucu Drogba olan sihirli bir değneğe benziyor. Mancini elindekini hakkıyla kullanırsa rüya gibi başarıları göz kamaştıran bir güzellikle gerçeğe dönüştüreceğinden kuşkum yok.
Not 1: Juventus Arena’yı, TTArena’ya çevirenlerin boğazına sağlık.
Not 2: Söylemeden edemeyeceğim, Chedjou’nun, Eboue’ye “kalk evladım, daha maçı kazanacağız, işimiz gücümüz var” yaklaşımına bayıldım!
Yakup Sabri İNANKUR
Muhteşem bir yazı olmuş. Ellerinize sağlık.
YanıtlaSilZamanınız için teşekkür ederim.
Sil