12 Mayıs 2012 Cumartesi

Sezon Sonu; 4-Beşiktaş


Geçenlerde bir arkadaşım Beşiktaş’ın şampiyonluk yolunda kendi kaderini tayin edemediğinden yakınıyordu. O zaman henüz Avrupa Ligi yolunda kaderini tayin edemeyecek durumda değildi. Bugün bunun için de yakınabiliriz artık.

Beşiktaş’ın lig 4.’sünün haklarına sahip olmak için başka takımların maçını beklemek zorunda kalması elbette dün gece oynamayan Sivok’un suçu değil. Bütün sezon yarım oynayan, play off döneminde ise forması midye bağlayan Mustafa Pektemek’in suçu değil. 9.5 numara sağbek Hilbert’in suçu değil. Ligin en sağlam savunma oyuncusu Egemen,  playofflarda %86 isabetli pas oranıyla oynayarak mücadelesini estetikle rötuşlayan Fabian Ernst zaten mevcut durumun hafifletici sebepleri.

25 Ağustos 2011’den bu yana 54 resmi karşılaşmaya çıktı Beşiktaş. Bunların 8’ini ligin en güçlü / diri takımları (aynı zamanda bugün şampiyonluk mücadelesine çıkan), ezeli rakipleriyle, 2’sini bu sezonun UEFA şampiyonuyla, 2’sini geçen sezonun UEFA finalistiyle oynadı. En yoğun olduğu aralık ayında 7, takip eden ocak ayında 6 kez sahadaydılar. Bu tempo Beşiktaş’ın gardını şubat ayıyla birlikte düşürmeye başladı. Futbolun dibine itilen teknik direktörünün gelmesi, futbolun başına çıkarılan başkanının gitmesi de o dönemi iyice çalkaladı. Sakatlıklar arttı, mağlubiyetler arttı. Henüz 2 ay önce lig zirvesinin 3 puan gerisindeyken hayal evini şampiyonluk (ve hatta UEFA finali) briketleriyle inşa eden taraftar, merkez üssü Demirören olan geleneksel depremin yıktığı hayalleriyle başbaşa kaldı.

Basketboldaki ve hentboldeki başarının çapı, kupaların büyüklüğü, çıtanın yüksekliği; bize sorunun camiada değil futbol takımı boyutunda olduğunun denklemini kuruyor.

Baş sorumlular; futbol takımını kuran, yöneten ve Beşiktaş’ın değerlerine uymayanlardır. Tablonun siyahı onlarındır, beyazı futbolcuların. Tüm siyah-beyaz ise taraftarın: ruhunu rantla ehlileştirmeyen Beşiktaşlılarındır. 

Yakup Sabri İNANKUR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...