Zenginlik insanın uyanma saatini kendisinin belirlemesidir. Bu sabah uyandığımda yazdım bunu. Bir kaç bir şey atıştır, giyin, tak mp3 oynatıcıyı, servise koştur. Köpek dışkılarına, dev balgamlara basmadan durağa varmak ekstra bonus puanı. Milyonlarca gönlü zenginle oynadığımız günlük oyun. Kazanan yok. Kazandığını sanan çok.
Kulaklıktaki sesler taaa Londra’dan geliyordu, BBC Radyo Di Matteo’nun kovulduğunu söylüyordu. Olay gece yarısı olmuştu ve ben yeni duymuştum. Erken yatmak zorundaydım çünkü zamanımı ben proglamlamıyordum. Oysa insanların uyuma saatlerini belirleyen başka insanlar var ve yeni oyun alanları futbol. Gerçek hayatla FM oynayan Rus milyardeler, Arap şeyhleri futbolun ruhundan iştahla ısırıklar almaya devam ediyor. O ruha en yakın kesim, taraftar, acı içinde kıvranıyor. Üzüldüm Chelsea taraftarı adına. Beşiktaşlıyım ne de olsa. 8.5 yılda 9 hoca! Empati köprüsü 3947 kilometreyi rahatça aşabiliyor böylece. Bir Chelseali “yeter”inde kendini görebiliyorsun.
Chelseali’nin hayatından kimler geldi kimler geçti…
2003’te Abramovich çuval dolusu parayı yığdığında, Mutu, Veron, Crespo ile başlayan çılgınlık 500 milyon avroluk bir maliyetten başka bir şey getirmedi kulübe. Şampiyonlar Ligi yarı finalinde Stamford Bridge’de Moncao’ya 2-0’dan 2-2 maçı verip elenince, bavulu eline aldı tecrübeli hoca.
“Kolay olan Porto’da kalmaktı. Güzel mavi bir koltuk, şampiyonlar ligi kupası ve tanrı… sonra da ben”
Zoru seçti 3 yıl 255 gün tahtta kaldı. Special One günleri Chelsea tarihinin kuşkusuz en iyi günleriydi. Huşu içinde yad ediyor Mavililer. 6 kupadan sonra Mourinho; “Ona dedim ki; Bak Roman, bizi iyi arkadaşız, burada kalırsam arkadaşlığımız bitecek.”
Ayrılmalarına ragmen arkadaş kalabilmeleri takdire şayan. Bu henüz benim beceremediğim bir şey.
247 günde 1 boynu bükük Şampiyonlar Ligi finali. Yetmedi.
Nam-ı diğer Felipaô. CV’sinde dünya kupası vardı. Şaşaalı geldi, kupasız gitti.
Bir aceleyle FA Cup’ı kazandı. Iniesta’nın hokuspokusu olmasa belki Şampiyonlar Ligi’ni de kazanacaktı. Heyhat kısmette yoktu sevinmek, neye yarardı üzülmek. Hayat devam etmeliydi, İstanbul’da şişkin ücretli bir tatil moralini düzeltecekti.
Mourinho’dan sonra Mavilerin en favori hocası. 2 kupalı (Lig ve FA Cup) ve gol rekorlu 2010 sezonu. Ardından kovulduğu 2011 sezonu. Paris’te FM oynayan başka bir başkanın yanında şimdi.
En hayal kırıklığına uğratan hoca olduğu konusunda hem fikiriz. Beklenildiği üzere Special Two olamadı. Henüz erkendi belki de. Kan uyuşmazlığı çok açıktı ve Chelsea bünyesi 256 gün onu sonra reddetti.
Gelişinde çatılan kaşları, giderken yukarı kaldıran adamlardan biriydi. FA Cup ve Abramovich’in rüyası Şampiyonlar Ligi’ni hediye etti kulübe. Hem de Münih’te Bayern’i alt ederek. Sezona da iyi başladı. Üç genç silahşör Mata-Oscar-Hazard ve bir D’artagnan Torres ile çok zarif bir futbol oynuyorladı. Bu yazıyı O’nun gidişinin hüznü / siniriyle yazdığımı anlıyorum şimdi. Bilinçaltımın Abramovich’e küfretme tarzı, tabii gıyabında endüstriyel (=kişiliksiz) futbola da…
Chelsealilerin ardarda yayına bağlanarak bu işi benden daha cesurca yaptıklarını söyleyebilirim. En bayıldığım yorum şu oldu:
“Chelsea Gördüğüm en hızlı sindirim sistemine sahip”
Sabah 6-7 arası sindirim sisteminin en kuvvetli olduğu zamanmış. O saatte yapılan sıkı bir kahvaltı kadar faydalısı yokmuş. Sabah erken kalkmak kötü değildir esasen. Sizin yediğiniz haltları başkaları sindirmek zorundaysa hele hiç kötü değildir.
Yakup Sabri İNANKUR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder