Ben;
Aşık oldum kendi çapımda. Değiştim, duruldum, ve
çıldırdım aynı anda. Ne konuşmak istedim, ne yazmak. Duyulmak istemedim,
anlaşılmaya yorulduğumdan. Benim ilk aşkım futboldu. İlk o kazık attı. Kazık
yemeden yaşamayı kim başarmış ki? Neticede hayat kazıklar bütünü. Yaşadıkça
sivrilen, sivrildikçe uyuşturan, uyuşturdukça keyif veren.
Türk futbolu bana, bize, cümlemize ihanet etti ve
etmekte. İyi de her ihanette vazgeçeceksek hayatta kalmanın manası ne?
O halde;
Gelin başlayalım konuşmaya yine ve yeniden. Duyan
olacak mı bilmem. O melankolik hikayeyi de anlatacağım size. Ama önce futbolla
başlayalım. Eskisi gibi. Çayınızı aldıysanız, çenemi açıyorum.
Karşımızda disiplini şiar edinmiş bir takım var. Belçika
futbolunun kükrediği dönemlerin panter kalecisi Preud’homme gençlerle yaşlıları
harmanlamış. Avrupa Ligi’nde 12 maç oynayıp hiç yenilmemiş bir takım kurmuş. Dengeliler
ve çalışkanlar. Modern futbolun modasına uyup 4-2-3-1 çıkıyorlar sahaya. Sondaki
1; Tom De Sutter. 1.92’lik bir kule. İşler yolunda gitmediğinde ceza sahasına
19 yaşındaki 1.96’lık Oulare dahil oluyor. Oulare değişik bir oyuncu. Oscar
Cardozo’ya benziyor. Sadece yüksekten değil, alçaktan da can yakabiliyor zira
düzgün ayaklara sahip. Onları besleyen Refealov takımın asist kralı. Araya
bırakmayı seviyor. Tam bir trequartista. Kadife bileklerinden soğuk kanlı paslar
fışkırıyor.
Bu yüzden liginde en çok gol
atan takım Brugge.
Arkada Mechele, De Fauw, Meunier, Duarte’den oluşan
top hırsızı bir 4’lü bulunuyor. Ortalama 2.6 top çalma ile Avrupa Ligi’nin en
hırsız savunmalarının başında geliyorlar.
Bu yüzden liginde
en az gol yiyen takım Brugge.
Ataklar genelde sol açık Gedoz ile şekilleniyor.
Kıvrak ve çabuk bir oyuncu. Serdar Kurtuluş’un beline kuvvet. Hiç riske girmeye
gerek yok at taca Serdar, yerleşelim.
Savunmadan oyun kuruyorlar. Kendi yarı sahalarında sık
pas yapıp rakibi hipnoz etmeyi seviyorlar. Müthiş avantaj. Beşiktaş, Arsenal’e,
Tottenham’a, Liverpool’a yaptığını yapıp önde bastığı takdirde –ki öyle
yapacaktır- Töre’ye ve Olcan’a fırsatlar çıkar. Orada bulacağımız 1 gol bile finalin
çeyreğine ortak olmamızı sağlar.
Onlardan daha sistemli, daha yetenekli ve daha kompakt
bir takımız. Evet Preud’homme’un dediği gibi Beşiktaş favori. Fakat “biz
Liverpool’u eledik Brugge kimmiş” düşüncesi tarihimize Rosenborg ve Valerenga
gibi bir hüsran koyar. Beşiktaş gibi çıkıp, yenip gelelim.
Yakup Sabri İNANKUR